Referandumda taraflar gerçekleri saptırıyor. Doğruyu yansıtmayan bir iddia da, 125. madde ile ilgili. Kemal Kılıçdaroğlu, değişiklikten sonra, Danıştay'ın elinin kolunun bağlanacağını ileri sürüyor.
İşte söyledikleri: "Savcı ve hâkim hakkında Adalet Bakanı soruşturma izni vermezse, bugün Danıştay söz konusu kararı bozabiliyor."
CHP Genel Başkanı, TÜPRAŞ örneğini de vererek, Danıştay'ın bu ihalenin yeniden yapılmasını sağladığını, devleti 4 milyar dolarlık bir zarardan kurtardığını hatırlatıyor. Kılıçdaroğlu'na göre, anayasa değişikliği sonucunda, "Danıştay, yerindelik denetimi yapamayacağı için" ihaleler de ucuza kapatılabilecek.
***
Yukarıdaki iddiaları ancak hukuk bilgisinden tamamen yoksun olan biri seslendirebilir. Çünkü anayasada yazılsın ya da yazılmasın, Danıştay, sadece
hukuka uygunluk denetimi yapabilir. İdarenin kararı yerinde mi, değil mi hususunda denetim yetkisine sahip değildir. Anayasamızdaki mevcut hüküm de zaten Danıştay'ın yerindelik denetimini engellemeyi amaçlamaktadır. Halen yürürlükte olan 125. maddeye göre,
"Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunu denetimle SINIRLIDIR. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez."
"Yerindelik denetimi yapılamaz" denilmese dahi, anayasa, sınırı çizmiş. Şimdi bu cümle de eklenerek, sınır daha belirgin hale getiriliyor. (Anayasayı çiğneme pahasına yerindelik denetimi yapanları engellemek için) Yerindelik denetimi,
"yargıçlar devleti" tehlikesini doğuran bir sapmadır. Örnekle konuyu açmak gerekirse, sözgelimi, Danıştay, özelleştirmenin yerinde olup olmadığına bakamaz; sadece ihalede herkese eşit fırsat tanınıp tanınmadığını, hukuka aykırı bir tertip olup olmadığını inceleyebilir.
Aklıma, Telekom satışını engelleyen Anayasa Mahkemesi geldi. Çiller döneminde, özelleştirme yasasını Mümtaz Soysal'ın gerekçelerini benimseyerek iptal eden Anayasa Mahkemesi, Türkiye'nin o tarihte bütün iç ve dış borçlarını silebilecek 35 milyar doların ülkemize gelmesini engellemişti. Daha sonraki tarihlerde, teknolojik gelişmeler dolayısıyla, Telekom'un değeri düştü ve satıştan ancak 5.5 milyar dolar elde edebildik. Acaba nerede o kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri?
Ne âlâ iş! Davul siyasetçinin boynunda... tokmak Anayasa Mahkemesi'nin ya da Danıştay'ın elinde.