Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Türkiye "Hayır" dedi

Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nde, İran'a uygulanacak yaptırımlara "Hayır" dedi.
Doğrusu, pek çok kişi, "çekimser oy" bekliyordu. Türkiye, zaten İsrail ile bir kriz yaşarken, ikinci bir krizi kaldırabilir miydi?
Bu şekilde yorumlar yapıldığı için, "Hayır" oyunu duyunca, "Acaba eşikte yeni bir kriz mi var?" diye düşündüm ve kaygılandım. Daha sonraki açıklamalar, endişelerimi giderdi.
Meselâ ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, "Tasarıya hayır oyu verseler de, Türkiye ve Brezilya'nın İran konusunda önemli bir rol oynamaya devam edeceklerini sanıyorum" dedi. Ayrıca İran'a yaptırım kararının, diplomatik barış çabaları bölümünde, Nükleer Takas Mutabakatı'na "Dikkate alındı" notuyla yer verildi.
Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Tahran Nükleer Takas Deklarasyonu'nun altındaki imzamızın arkasında durduğumuzu göstermek için hayır oyu verdiğimizi" açıkladı.
Amaç, ilkeli davranmaktı.
İran'a karşı alınan ilk yaptırım bu değil.
Daha önce de BM Güvenlik Konseyi'nden benzer kararlar çıktı ama, barış yolunda hiçbir ilerleme sağlanmadı. "Elde var bir" olarak, bu veriyi bir kenara koyalım. Demek, müeyyidelerle mesafe alınamıyor.
İki: Brezilya ve Türkiye, ABD'nin isteği doğrultusunda harekete geçti; İran'la uzlaştı.
Mutabakat gereği, - bir haftalık süre içinde- İran, bildiride yer alan hususları yerine getireceğine dair iradesini, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na (UAEK) bir mektupla bildirdi. (24 Mayıs 2010) Sürecin devam edebilmesi için, ABD, Rusya ve Fransa'dan oluşan Viyana Grubu'nun, Tahran'da imzalanan belge hakkındaki görüşlerini bir mektupla UAEK'ya iletmesi gerekirken, bu yapılmadı.
Cevap, İran'a yönelik müeyyidelerin, BM Güvenlik Konseyi'nde oylanacağı saatlerde geldi. Halbuki, bir hafta ya da 10 gün önce, ABD, Rusya ve Fransa, kaygılarını içeren mektupları gönderselerdi, İran ile yeniden müzakere edilebilecek bir süre kalacaktı. O zaman İran'a "1200 kiloluk zenginleştirilmiş uranyumunu derhal Türkiye'ye teslim et" denilebilir, bunun yanı sıra, yeni düzenlemelerle kaygılar giderilebilirdi. Son günün beklenmesi, bence iyi niyetin bulunmadığının da bir kanıtı sayılmalı.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA