Çarşamba akşamı Kanal 24'te, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu sorulara cevap verdi.
Hayır oyu, 1 Mart tezkeresi gibi sonuçlar yaratmaz.
Batı'ya karşı Doğu'yu tercih etmedik.
Ulusal çıkarlarımızı tercih ettik.
Hayır oyumuz, Tahran Anlaşması'nın masada kalmasını sağladı; müzakere zemini kapanmadı.
9 Haziran yaptırım kararı, daha önce İran'a uygulananlar gibi unutulacak.
Ama Tahran Bildirisi tarihe geçti.
Bir iyi, bir kötü senaryo var: İyi senaryo:
Yarından itibaren İran yeniden müzakere masasına oturursa, Viyana Grubu'nun görüşleri doğrultusunda uzlaşma sağlanabilir.
Kötü senaryo ise, yaptırımların ağırlaştırılması ve İran'ın sertleşmesidir.
Tek bir fotoğraf değil, süreç önemli.
Tek bir olaya dayanarak "Türkiye Doğu'ya kayıyor" denilmemeli.
Bölgede barışı sağlamak ve ekonomik ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz.
Bosna-Hersek-
Sırbistan'ı bir araya getirmedik mi? Anti-Amerikancı olsak Afganistan'da ne işimiz var? Suriye ile İsrail'in arasını bulmak için gayret sarf etmedik mi? Rusya'yla, Yunanistan'la her zamankinden daha fazla yanaşmadık mı?
DIŞİŞLERİ Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin ile konuştum.
Bazı satırbaşları:
Güvenlik Konseyi kararları bağlayıcı. Dolayısıyla Türkiye, yaptırımlara uyacak.
Eksen kayması olmaz. Türkiye'nin uluslararası ilişkilerdeki "reytingi", bütün kulvarlarda at koşturmasından kaynaklanıyor. Türkiye, temelde Batılı bir ülke; Ortadoğu'da bu yüzden etkili.
Sömürgeci bir geçmişimiz yok. Dolayısıyla art niyetli gibi karşılanmıyoruz; samimi olduğumuz biliniyor.
Ortadoğu ülkelerine yeni yaklaşım tarzı, bir siyasi iktidarın tercihinden ziyade, soğuk savaş sonrası şartlarının eseridir. Soğuk savaş sona erince, Türkiye'nin önünde yeni imkânlar doğmuştur.