İsrail, zihinleri bulandırmak için "fabrike" ettiği havadisleri piyasaya sürüyor. Bakıyorum, Türkiye'de bazı basın mensupları, araştırmaya gerek görmeden, balıklama olayın üzerine atlıyor. Son haber, İsrail'in Türk topraklarında İran'ı gözetleyen bir istihbarat istasyonu bulunduğuna dair. Buna ilişkin yazı, İngiliz The Sunday Times'ta çıktı; ardından bizim gazetelere yansıdı. Bu veriyi doğru kabul ederek, fikir üretenler var. Acaba böyle bir tavır doğru mu? Haberin gerçek olup olmadığını araştırmadan yorum yapmak, "Hükûmet yalanlamadığına göre hakikattir" diye ahkâm kesmek.
Bence, gazetecilik etiğine yakışan davranış, önce ilgililere sorup öğrenmek, sonra konuyu tartışmak olmalı. Nitekim, NTV'de Basın Odası'nda, şöyle bir durumla karşı karşıya kaldık: Gazeteci arkadaşımız Mehmet Yılmaz, İsrail'in gözetleme istasyonundan bahsedince, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala kanala ulaştı ve iddia edildiği gibi, Türk topraklarında İsrail'in İran'ı gözetlediği bir istihbarat istasyonunun bulunmadığını açıkladı.
O zaman biz, boş bir şeyi tartışmış olmadık mı?
Elbette, iktidar organları da bu gibi puslu havalarda biraz daha atak davranmalı; çıkan haberleri süratle yalanlamalı. Ama gazeteci de, biraz daha araştırmalı. Her iddianın üzerine balıklama atlamamalı.