28 Şubat'ın temelinde İsrail'in parmağı bulunduğu rivayet edilir. Türkiye-İsrail askeri yakınlaşmasının bu dönemde yoğunlaşması, acaba bir tesadüf müdür? Peki ya, niçin Amerika'daki Jinsa isimli bir Yahudi örgütü, hizmetlerinden dolayı Org. Çevik Bir'e ödül vermiştir?
1996'da, Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir ile İsrail Savunma Bakanı arasında, Savunma İşbirliği Antlaşması imzalandı. Türk F-4 savaş uçaklarının modernizasyonunu öngören, 670 milyon dolarlık bir projenin yanı sıra, 170 adet M60 A1 tank modernizasyonuna ilişkin 668 milyon dolarlık iş de, İsrail'in devlet şirketine verildi.
Çevik Bir'in, 2006'da, ABD'deki Middle East Forum isimli düşünce kuruluşunun dergisinde bir makalesi yayınlanmıştı. Bu makalede önemli bir ifşaat yapıyordu: "Türkiye, İsrail ilişkilerinde en zor sınavını 1996'da Erbakan hükûmeti zamanında yaşadı. Bazı uzmanlar, Erbakan'ın seçilmesinin bu ilişkiye ağır bir darbe indireceğini düşündü. Fakat bu gerçekleşmedi. Ordu, Erbakan'ın İsrail ile ilişkileri tehlikeye dönüştürmesine izin vermedi."
Soğuk savaş sonrası tek kutuplu hale gelen dünyada, Türkiye Amerika'nın kanatları altında güçlenen İsrail'le 1990'ların başından itibaren hayli yakınlaştı. Bu yakınlaşma, 28 Şubat sürecinde, -Erbakan'a rağmen- bazı askerlerin gayretiyle zirveye çıktı. Şimdi aksi istikamete sallanan bir sarkaç var. İsrail'in hukuk tanımaz tavrı, Türkiye ile arasındaki mesafeyi her gün biraz daha fazla açıyor. Birçok Arap ülkesi suskun kalırken, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, çok açık bir dille "Kral çıplak" diye bağırıyor. Türkiye, bölgede tavır koyuyor; risk alıyor. Bunun sonuçlarının ne olacağını gelişmeler gösterecek.