2-3 gündür Paris'teydim. Fransızlar (Parisliler) eski nobran hallerinden arınmış görünüyor. Dükkânda, lokantada, takside, daha özenli davranıyorlar.
* Taksicilik, göçmenlerin elinde. Bir zamanlar, Fransa'nın iç siyasetini, Fransız şoförlerinden öğrenirdik; şimdi ara ki onları bulasın.
* Mayıs ayında, bizdeki kocakarı soğuklarına benzer soğuklar olurmuş meğer. Şansa bakın ki, ona rastladım; soğuk iliklerime işledi... Gene de yıkılmadım ayaktayım! Hatta hava tonik etkisi yaptı diyebilirim.
* Havaalanına giden otoyollarda, satelit sistemi sayesinde, trafiğin, belirlenen bölgeler arasında kaç dakikada aşılacağı tabelalarda anons ediliyor. Neden bizde bu sistem E-5 ve TEM'de uygulanmıyor?
* Fransa'da bir Yunanlı olsam, hafif mahcup dolaşmak zorunda kalırdım. Fransız vergi mükellefi homur homur homurdanıyor. Oysa ben göğsümü gere gere "Türk'üm" diyordum. Çoğunun, "İstanbul" diye gözleri parlıyor. Ankaralılar alınmasın. İzmir, Bodrum diyene rastladım ama başkente atıf yapan karşıma çıkmadı.
Türkiye'deki kıyametten kısa da olsa bir süre uzaklaştım. Mamafih, neticeye yetiştim. AK Parti açısından mutlu bir son oldu. Ya da sonun başlangıcı?