Danıştay'ın kararı, konuyu tamamen ideolojik bir zemine çekiyor. Oysa, öğrenciler can derdinde. Büyük ihtimalle, anne ve babalarının yönlendirmesiyle girdikleri meslek okullarında, ne kadar başarı gösterirlerse göstersinler, ne denli parlak bir talebe olurlarsa olsunlar, üniversiteye devam edemiyorlar. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın, Danıştay'ın ilk kararından sonra yaptığı açıklamayı hatırlıyorum. Bakın ne demişti: "Bütün meslek liselilerin üniversiteye girmesini istemiyorum ama, yılda 300 bin olan meslek okulu mezunlarından sadece 212'si üniversiteye kabul ediliyor. Hiç değilse, en yeteneklilerin önü açılsın."
Biraz rakamlar üzerinden konuşursak, gerçekleri daha iyi kavrayabiliriz. "Meslek lisesi mezunları önündeki katsayı engeli kaldırılsın" denilince, itirazlardan biri şöyle: "Hepsi üniversiteye giderse, eğitilmiş meslek sahibi, yani ara elemanı nasıl bulacağız?"
Oysa, Özcan'ın da dediklerinden anlaşılacağı gibi, mezun sayısı yılda ortalama 300 bin; halen bunların ancak 200 kadarı üniversiteye kabul ediliyor. Bu rakam, 5 bin ya da 10 bine çıksa, en kabiliyetlilerin önü açılsa, iyi olmaz mı? Hem meslek okulu mezunu ihtiyacı karşılanır, hem de, öğrenciler, adil bir yarış sonucunda daha iyi yerlere gelme imkânının mevcut olduğunu bilir. Bu durum, meslek liselerinde okuyan talebenin standardını da yükseltir; daha yetenekli ve daha yüksek puan almış kişiler de, meslek okullarına başvurur. Üniversite girişinin tıkalı ya da çok zor olması, caydırıcı bir rol oynuyor.
Gençlerin hayatını ilgilendiren bir konu, ideolojik tartışmalara kurban ediliyor. Üstelik, rakamlar gizlenerek, endişeler körükleniyor. 28 Şubat sürecinde İmam Hatiplerin orta kısmı kapatılıp, mezunlarına katsayı engeli konulurken, "Dinciler, sosyal bilimlerde ağırlık kazanıp, devlette kadrolaşacaklar" iddiası ortaya atılmıştı. Halbuki o tarihte, orta ve lisede, İmam Hatip'te toplam 461 bin öğrenci vardı. Genel liselerde ise, orta kısım ve lise bir arada, 9 milyon öğrenci okuyordu. Genel lise öğrencisine, İmam Hatip lisesi öğrencisinin (orta + lise) oranı % 5 civarındaydı. Bunların da ancak çok küçük bir bölümü üniversiteye giriyordu. Ama, "Kadrolaşıyorlar" lâfı çıkarıldı. Sayılara bakmak gereği duyulmadan, İmam Hatiplilerin önüne üniversite engeli konuldu.
Bugüne gelelim... Düz liselerde 1 milyon 980 bin öğrenci, mesleki ve teknik liselerde 1 milyon 264 bin öğrenci okuyor. Mesleki ve teknik ortaöğretimin içinde İmam Hatipli talebe sayısı ise 129 bin. Demek, İmam Hatiplilerin meslek liselilere oranı % 10. Tüm ortaöğretimde 3 milyon 244 bin öğrenci olduğuna göre, liselerde okuyan öğrencilerin sadece % 5'i İmam Hatipli.
Üniversiteye devam imkânı kolaylaştı diye, bu % 5, % 10'a çıksa, Türkiye'de laiklik elden mi gidecek?