Keşke Hüsamettin Cindoruk, 16 yıl önce bu adımı atsaydı. Süleyman Demirel, Çankaya'ya çıkmıştı. Gitti, ondan, genel başkanlığa adaylığını koymak için icazet istedi. Demirel, İsmet Sezgin'i işaret etti. Tansu Çiller aradan sıyrıldı. Çünkü kongre üyeleri, kendilerini iktidara taşıyacak cerbezeli bir genel başkan istiyordu. Cindoruk, Demirel'den izin alamayıp, köşesine çekilince, "Lady'nin topuk sesleri" duyuldu.
Hüsamettin Cindoruk'un, partinin başına geçtiği takdirde, daha özgür bir söylemi benimsemesini arzu ederim. 27 Mayıs'ta ve sonraki darbelerde sivil siyasetin yanında yer almış bir şahsın, Ergenekonculara sahip çıkar gibi görünmesi, başörtüsü, İmam Hatip gibi kendi muhafazakâr tabanını ilgilendiren konularda sesini çıkarmaması ve AK Parti iktidarıyla laik cumhuriyetin tehdit altında olduğu izlenimini yaratacak sözler sarf etmesi, başarı şansını azaltıyor. Ama partinin başına geldiği takdirde, Cindoruk'un halkın nabzını tutarak, farklı bir istikamete yöneleceğini umut ediyoruz. Zira taç giyen baş akıllanır.