İstanbul polisi, çok önemli bir operasyon gerçekleştirerek, Devrimci Karargâh Örgütü'nün liderlerinden Orhan Yılmazkaya'yı Bostancı'da bir evde kıstırdı. Söz konusu terör örgütüyle ilgili 60 noktaya aynı anda baskın yapıldı ve 40 kişi gözaltına alındı. Devrimci Karargâh Örgütü'nün Selimiye Kışlası'na ve AK Parti İstanbul İl Teşkilâtı'na daha önce bombalı saldırıda bulunduğu belirtiliyor. Örgüt evlerine yönelik baskınlarda, büyük miktarda patlayıcı, C4, silâh ve bomba düzenekleri ele geçirildi.
Her şeyden önce, canımızı ve malımızı emniyet ettiğimiz güvenlik güçlerini kutlamak isterim. Hayatını kaybetmeyi göze alarak, en ön safta vuruşan şehit Emniyet Amirimiz Semih Balaban 'a Allah'tan rahmet, ailesine de sabır dilerim. Filiz Balaban'ı, kucağında iki minik yavrusuyla, eşinin bayrağa sarılı tabutu önünde görünce, gözyaşlarıma engel olamadım. Üzüldüğüm nokta, basınımızın bir bölümünün, "yeterli tedbir alınamadığı" gerekçesiyle, sadece İstanbul Emniyeti'nin hatalarını sıralaması, başarıdan ise hiç söz etmemesi. Emniyet yetkilileri, diyelim ki eksik tedbir aldı; güvenliğin sağlanması konusunda birtakım ihmalleri oldu. Bir dizi terör eyleminin önüne geçen böylesine kapsamlı bir operasyonu alkışlamak yerine, sadece noksanları ortaya çıkarmak bana doğrusu objektiflikten uzak bir tutum gibi görünüyor.
Eşzamanlı operasyonlar sayesinde, Hikmet Sami Türk'e yönelik bombalı saldırı gibi, kim bilir daha kaç eylem engellendi. Bu arada Hikmet Sami Türk'e geçmiş olsun demek isterim. Bu olayın arka planında bakalım nasıl bir örgüt çıkacak? Falanca örgüt denilse dahi, inanacak mıyız? " Ergenekon ile bağlantılı mı? " şüphesinden kurtulmak kolay değil.