Obama'nın, "Büyük Felâket" anlamına gelen "Meds Yeghern" sözünü sarf etmesi, Ermeni Diasporası tarafından hoş karşılanmadı. Bu durumda, sanırsınız Türkiye hoşnut kalacak. Hayır... Bizler de küplere bindik. Oysa 20 kadar devlet, 1915 olaylarına, zaten, "soykırım" diyor. ABD, süper güç; "Onun Ermeni iddialarına destek vermesi farklı sonuçlar doğurabilir" itirazı da haklı.
Önce, "soykırım" denilmesinin Türkiye açısından ne gibi sakıncaları olabilir, ona bakalım. Bu kelimeden istifade ederek, Ermeniler Türkiye'den toprak mı talep edecek? Tazminat mı isteyecek? Rivayet muhtelif... Ermeni Diasporası, "soykırım" savları kabul edildiği takdirde, bu suçun zaman aşımı olmadığı gerçeğinden yola çıkarak, bir takım haklar elde etmeye çalışıyor; Lozan Antlaşması'nın "soykırım vakasını" ortadan kaldırmayacağından, dolayısıyla hukuka aykırı olduğundan hareketle, Sevr Antlaşması'nın Ermenilerle ilgili hükümlerini geçerli kılmak istiyor. Oysa Lozan Antlaşması'ndan önce, 1921'de imzalanan Moskova ve Kars Antlaşmaları da, Ermeni taleplerine karşı Türkiye'nin toprak bütünlüğünü teminat altına almış durumda. Türkiye açısından Ermeni sorunu, Lozan Antlaşması öncesinde çözümlenmiş bir konuydu.
Yurt dışında yaşayan Ermenilerin mülkiyet iddiasında bulunmaları ve tazminat istemeleri de hukuken mümkün değil. Zira Lozan Antlaşması'nın imzalanmasından sonra, 18 aylık bir süre içinde, mülkiyete ilişkin talepler yapılmalıydı. (Gündüz Aktan Lozan Barış Antlaşması ve Ermeni Sorunu)
ABD Başkanı Obama "soykırım" deseydi bile, onurumuzun zedelenmesinin ötesinde, bu sözün sarf edilmesinin bence fiili ya da hukuki bir sonucu olmayacaktı. Üstelik Obama, "Genoside" değil, "Meds Yeghern" dedi. Böylece, Ermenilerin bile, "soykırım" yerine, "Büyük Felâket" kelimesini benimsediğini öğrenmiş olduk. Biz de, "Karşılıklı katliam", "mukatele" demiyor muyuz? Belli ki, 1915'te çok kötü olaylar cereyan etmiş. Ermenilerin yanı sıra, Türkler ve Müslümanlar da büyük acı çekmiş.
Gelin kelimelere takılmayalım, acımızı paylaşalım.