Doğan Grubu'na ait POAŞ'a, usulsüzlük iddiası ile bir yıl ihaleye girmeme cezası verilmiş. Doğan Medya, "Haksızlık" diye feryat ediyor, siyasi baskıya maruz kaldığını belirtiyor. Meselenin bu tarafını bilemiyoruz. Ama en doğru iş, medya kuruluşlarının ve iştiraklerinin, devletle hiçbir şekilde ilişkisi bulunmaması, kamu ihalelerine girmelerinin yasaklanması olabilirdi. Temiz medya adına, onlarca kişi, televizyonda belirli bir ortaklığı olanların kamu ihalesine -doğrudan ya da dolaylı, bir başka firma vasıtayla- girmemesini yıllarca savundu. Böyle bir kanun çıksaydı, "siyasi baskı" iddiaları da, "yandaş medya" teranesi de sona erecekti.
2001'de, Radyo Televizyon Kanunu Meclis'te görüşülürken, maalesef, bütün medya patronları, kanunda mevcut olan kamu ihale yasağının kalkması için işbirliği yaptılar. Ecevit, Mesut Yılmaz, milletvekilleri caymasın diye parlamentoda sabahlara kadar nöbet tuttu.
Büyük yayın kuruluşlarının her tarakta bezi olduğu bir ülkede, vatandaş da haklı olarak hepimize kuşkuyla bakacaktır; her manşetin altında bityeniği arayacaktır. Boşuna Türk basını itibar sıralamasında alt sıralara düşmedi.