Akşam Grubu'nun sahibi Mehmet Emin Karamehmet için üzülüyorum. 20 Mart 1998'de gazeteden çıkarılmadan önce, benim, yüzüne karşı söylediğimin aynısını, meğer asker de düşünüyormuş. 28 Şubat sürecinde Erol Özkasnak, Karamehmet'i Ankara'ya davet edip, kapıda bekletmiş, istiskal etmiş, telefondaki muhatabına "Karamehmet mi, Karaahmet mi çağırdım geldi" mealinde sözler sarf etmişti. "Nazlı Ilıcak, Batı Çalışma Grubu ve asker hakkında yazı yazmasın" uyarısında bulunmuştu. Zaten o tarihten bir süre sonra, Akşam gazetesindeki işime son verildi. Eskiden var olan dostluğumuza binaen, Karamehmet'e görüşlerimi açıklamakta beis görmemiştim. "Paranız var, pulunuz var, bu size güç vermeli. Ama siz, asker karşısında ürkeksiniz. O gücü hissetmedikten sonra, paranın ne anlamı var? Sizin gibi zengin değilim ama, sizden güçlüyüm. Zira, boyun eğmiyorum" demiştim.
Mustafa Balbay'ın darbe günlüklerinde şöyle bir bölüme rastladım. Şener Eruygur, medya patronlarını ve bu arada Karamehmet'i şu şekilde değerlendiriyor: "Bize gelince gazete patronları başka halde oluyor. Meselâ Akşam Grubu'nun sahibi geldi. Zavallı bir adam gibi oturuyor. Gene de onlarla konuşmak lâzım."