Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

Sıfır atıkta trendi kırmak

Bugün, Türkiye'nin dünyaya armağan ettiği özel bir gün; 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü. Türkiye'nin dünyaya armağanı diyorum. Çünkü hatırlayacaksınız, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde ve o dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un liderliğinde başlatılan Sıfır Atık Projesi, yakaladığı büyük başarıyla küresel bir harekete dönüştü ve Birleşmiş Milletler de 30 Mart'ı Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan etti. İlki geçen yıl BM Genel Kurulu'nda gerçekleştirilen özel oturumla kutlanan Uluslararası Sıfır Atık Günü, dünyada hemen benimsendi. BM'deki ilk etkinlikte First Lady Emine Erdoğan'ın konuşmasını dinlerken, aklımdan 'bir ülke için bundan daha prestijli bir öncülük etme ve gündeme gelme vesilesi düşünemiyorum' diye geçirdiğimi hatırlıyorum. Ülkemiz için gerçekten gurur verici bir gündü. Sıfır Atık Günü için bu yıl ne yapılıyor diye baktım. BM'nin New York'taki genel merkezi dahil çok sayıda ülkede bir haftaya yayılan farklı etkinlikler planlanmış. Emine Erdoğan'ın da video mesaj ile katıldığı bu uluslararası etkinliklerde BM Çevre Programı (UNEP) İcra Direktörü Inger Andersen, UNESCO Yönetim Kurulu Başkanı Vera El Khoury Lacoeuilhe gibi BM'nin üst düzey isimlerinin konuşmalarıyla atık yönetimi sorunu global düzeyde gündeme gelmiş oldu. Tabi önemli olan bu etkinliklerde gündeme gelen sorunun çözümü için top yekûn harekete geçilmesi. Zira BM'nin Uluslararası Katı Atık Birliği ile birlikte hazırladığı Global Atık Yönetim Görünümü Raporu'na (Global Waste Management Outlook 2024) göre atık, insanlığın giderek büyüyen ortak sorunu. 30 Mart'tan önce yayınlanan rapordan birkaç çarpıcı rakam paylaşmam gerekirse;
Bu yıl Trendi Kırmak başlığıyla yayınlanan rapora göre 2023 yılında 2.3 milyar ton olan kentsel atık oluşumunun, yıllar içinde artarak 2050'de yıllık 3.8 milyar tona uluşacağı öngörülüyor.
2020'de global atık yönetim maliyeti yıllık 252 milyar dolar iken bu rakamın artan iklim felaketleri ve çevreye duyarsız ambalaj uygulamalarının devam etmesiyle yıllık 361 milyar dolara çıkması bekleniyor.
Eğer acil önlem alınmazsa 2050'de yıllık global atık yönetimi maliyetinin 640.3 milyar dolara çıkacağı hesaplanıyor.
Rapordaki modellemeye göre alınacak önlemlerle atık oluşumu kontrol altına alınabilirse o zaman atık yönetim maliyetinin yılda 270.2 milyar dolara düşürmek mümkün olabilecek.
Böylece döngüsel ekonomi modeline geçilen bir dünyada atık yönetimi maliyetinde yıllık 108.5 milyar dolar tasarruf yapılabilecek.
BM'nin raporu 'Trendi Kırmak' başlığı ile vermesi boşuna değil. 2050'de korkutucu boyutlara ulaşacak atık miktarındaki artış trendini kıracak politikalara ve eylemlere acil ihtiyaç var. Bunun için kamu ve özel sektör iş birliği kadar vatandaşlar dahil her kesimin konuyu sahiplenmesi önemli. En başta da belediyelere büyük görev düşüyor. Türkiye'nin 2017 yılında başlattığı ve küresel bir harekete dönüştürdüğü Sıfır Atık Projesi'nin mimarlarından Murat Kurum bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday.
Hem kentsel dönüşüm hem de atık yönetimi, İstanbul'un çözüm bekleyen iki önemli ihtiyacı. İstanbul'un geleceğini şekillendirecek iki kritik sorunun çözümüne, bu alanda son derece ciddi bir deneyime sahip Murat Kurum gibi bir ismin liderlik etmesinin büyük etkisi olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA