Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

Suudi Arabistan’la kaybolan yıllarının telafi çabası

Boğaz'daki Mandarin Otel'in balo salonuna girdiğimde içimden "Nihayet geri geldi" dedim. Kalabalık daha otelin bahçesinde başlamıştı. Koridorlar, fuaye ve balo salonu, etkinliğin başlamasına daha bir saat olmasına rağmen doluydu. Daha da önemlisi ortama, pek kolay kolay tanımlayamayacağım müthiş bir enerji hakimdi. Birbirini görmenin yüzlere yansıdığı bir memnuniyet, bir neşe söz konusuydu. Siyah takım elbiseli ve Suudi Arabistan'ın yerel resmi kıyafetli iş insanlarının kucaklaşmasının getirdiği samimiyet herkese geçmişti. O kadar ki bazı Suudi Arabistanlı iş insanları kendini tutamayıp salona biraz erken gelen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'i bile sarılarak karşıladılar. Şimşek'in geçen temmuz ayında Suudi Arabistan'da yaptığı temasları hatırlattılar, iade-i ziyarete geldiklerini söylediler. Bana 'nihayet geri geldi' dedirten de ortamdaki samimiyetti. Geri gelen; pandemi öncesi günler, o eski tadı veren samimi kucaklaşmalardı. Bir de tabi Suudi Arabistan ile o eski sıcak ilişkileri saymak gerek. DEİK'in dün gerçekleşen Türkiye- Suudi Arabistan İş Forumu'ndan bir gece önce verdiği gala yemeğinden söz ediyorum. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Bakan Şimşek ve Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Khalid Al-Falih ile Turizm Bakanı Ahmed Al Khateeb'in katıldığı yemekte Türkiye'den ve Suudi Arabistan'dan bine yakın iş insanı vardı. DEİK Başkanı Nail Olpak'ın paylaştığı bilgiye göre foruma 1240 iş insanı kayıt yaptırdı. Dünyadaki güncel gelişmeleri düşününce müthiş bir rakam. Birlikte iş yapmak isteyen 1200'den fazla insan bir arada. Sadece katılımcı listesine bakmak bile içeride (en mütevazı tahminle) birkaç yüz milyar dolarlık iş hacmi olduğunu anlamak için yeterli. Mesela Suudi Arabistan'ın, global yatırım çevrelerinde oldukça popüler olan 2030 Vizyonu. Bu kapsamda 3.3 trilyon dolarlık yatırım fırsatı söz konusu. Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Khalid Al-Falih de o akşam sözü 2030 vizyonuna getirdi. Ve bu yatırım fırsatlarından en çok Türk şirketlerinin bu yararlanmasını umduğunu vurguladı. Bakan Al-Falih'in verdiği önemli bir mesaj daha vardı; kelime seçimi ise iki ülke arasındaki samimiyeti ifade etmek içindi: "Biz Türkiye'yi ikinci ülkemiz olarak, ikinci ana vatanımız olarak görüyoruz. İki ülke arasında hem ekonomik hem yatırım işbirliğini gerçekleştirmek üzere uzun toplantılarımız olacak." Suudi Arabistan Turizm Bakanı Al Khateeb de benzer sıcak mesajlar verdi: "2030 vizyonu çerçevesinde Türk dostlarımızdan özellikle sanayi, savunma, inşaat, müteahhitlik ve turizm alanında yardımlarını isteyeceğiz." Pek çok farklı ifade yerine 'yardımlarını isteyeceğiz', içtenlik göstergesi değil de nedir?
Özetle bu görkemli gala yemeğine ve dünkü foruma gösterilen yoğun ilgiden anladığım şu; iki ülkenin iş insanları son yıllarda yaşadığımız soğukluğu çoktan geride bırakmış ve kaybettiğimiz yılları telafi etmek için sabırsızlanıyor. Bakan Mehmet Şimşek ile yaptığımız kısa sohbetten de benzer bir sonuç çıkardım. Şimşek, başta turizm olmak üzere iki ülkenin iş insanlarının üçüncü ülkelerdeki fırsatları birlikte değerlendirebileceklerine işaret etti. Bu da iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin üçüncü ülkelerde birlikte iş yapma seviyesine kadar ilerlediğini göstermesi açısından önemli.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA