Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

Madencileri dinlemek TEMA için neden bu kadar zor...

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Rüstem Çetinkaya'yı ilk tanıdığımda, Türkiye'de maden arama ruhsatı verildiğini ancak gerekli tüm prosedürler tamamlansa da faaliyete başlama ruhsatının çok az sayıda verildiğini anlatmıştı.
Nasıl yani bazı çevreciler(!) yalan mı söylüyordu, Türkiye'deki ormanlık alanların tamamına yakını maden ocağına dönüştürülüp, tahrip edilmemiş miydi?
O gün madencilik ve çevrecilerin yaklaşımıyla ilgili gerçekten bilgiye dayalı ilk aydınlanmamı yaşamıştım.
Hatta bütün bunları, açıklamalarına en çok itibar edilen TEMA Vakfı'na neden anlatmadıklarını sormuştum. Söylediklerinden anladım ki; madenciler bu konuda oldukça dertli. "Çok denedik ama bizi dinlemeye bile yanaşmıyorlar" demişti Başkan Çetinkaya. Nedenini sorunca da "Yaramızı deşmeyin" deyivermişti. Meğer TEMA ile bir araya gelebilme, karşılıklı anlama/anlaşma konusundaki umudunu kaybetmek istemiyor, en azından müzakere kapısını açık tutmak istiyormuş. Bir de ne olursa olsun, söyledikleri ne kadar doğru olursa olsun ya da memleketin ne kadar faydası için konuşsun fark etmiyor, sözde çevrecilerden linç yeme faktörü var.
Ancak anlaşılan Başkan Çetinkaya'nın TEMA ile hiçbir koşulda bir araya gelme umudu bile kalmamış ki nihayet konuşmaya karar verdi. Ve ülkemizde atılan her adıma, başlatılan her girişime, her projeye çevrecilik adına karşı çıkan ve maalesef geniş kesimlerin de bu yönde desteğini alan bir kurumun nasıl uzlaşmaz, nasıl dinlemeye bile tahammülsüz olduğunu ortaya koyan bir süreç paylaşımı yaptı.
TEMA Vakfı gibi hakkında olumsuz bir şey söylemenin adeta yasak olduğu bir ortamda Çetinkaya'nın tabuları yıkan açıklamasını yazmadan edemedim:
Başkanlığım süresince özellikle hassas davrandığım bir kurum vardı. O da TEMA Vakfı'ydı. Hiçbir şekilde haklarında negatif bir söylemde bulunmadım. Çünkü son ana kadar TEMA Vakfı'yla bir masa etrafında buluşup, konuşarak muhakkak bir çözüm bulacağımıza ilişkin bir temennim/ umudum vardı. Uzlaşmasak da anlaşmasak da en azından konuşabileceğimize inanıyordum. Bunun için geçen yıl TEMA Vakfı yönetimine resmi bir mektup yazdık.
Ancak maden sektöründeki 17 dernek ve birliğin imza attığı, bir araya gelme ve konuları ele alma konusundaki açık çağrımıza bir senedir hiçbir cevap alamadık. Artık TEMA'yla bir araya gelme, meseleleri işin uzmanlarıyla masaya yatırma konusunda bir umudum kalmadığı için yaşadığımız süreci anlatıyorum. Çünkü bir hafta önce tesadüfen Tema Vakfı Başkanı Sayın Deniz Ataç ile bir zirvede karşılaştım.
15-20 dakikalık bir sohbet imkanımız oldu. İMİB Başkanı olarak TEMA Vakfı Başkanı ve yetkilileriyle bir araya gelme çağrımızı kendisine bu kez bizzat ilettim. Ancak kendisi 3 kez tekrarladığım bu teklifimizi reddetti.
Faaliyetlerimizle ilgili bazı yanlış bilgileri beraberce bir masada oturarak uzlaşmasak da anlaşmasak da en azından karşılıklı bilgi paylaşımı ile konuşabileceğimizi söyledim. Kendisini ortaya atılan iddiaları yerinde incelemek üzere madenlere davet ettim.
Bir araya gelirsek endişe ettiğiniz konuları yerinde görebilirsiniz dediğimde, 'Bunlar endişe değil gerçek. Türkiye'de 4. grup madencilik yapılmasını istemiyoruz' dedi. Türkiye'nin 4. guruba giren altın, gümüş, krom, çinko, alüminyum, bakır ve demir cevheri gibi tüm bu alanlardaki hiçbir madenciliğin kati suretle yapılmaması gerektiğini ifade etti, 'Dördüncü grup madencilik ülke için bir felakettir, yapılmasın' dedi.
Son söz; biz TEMA'dan iyi örnekleri takdir etmesini beklemiyoruz, madem çevre konusunda çok hassas o zaman gelip bize kötü örnekleri söylesin, biz de ifşa edelim diyoruz.
'En iyisi, en doğrusu nasıl yapılır' birlikte ele alalım. Bizim istediğimiz ülkemizin ekonomisine mümkün olduğunca çok büyük katkı sağlamak. Ve bunu yaparken de ülkemizin yarınlarını, çocuklarımızın geleceğini karartmak istemiyoruz. Zaten de öyle yapmıyoruz. Ama yanlış yaptığımızı düşünen varsa gelsin yerinde görsün. Hiçbir diyaloğa girmeden sadece bütün bir sektörün faaliyetlerini 'yapılmasın' diye kestirip atmak çözüm değil.
Çetinkaya'nın sözlerini özellikle yorumsuz aktarmak istedim. Zira TEMA'nın yapılmasın dediği, oysa çevreyi koruyarak yapılması mümkün olan ve bütün gelişmiş ülkelerde yapılan 4. Grup madenciliğin ülkemiz için kritik önemini belirtmeme gerek yok.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA