Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

İngilizlere 5 çayını sallama değil demleme içiriyor

Bundan birkaç hafta önce Türk perakende sektörünün dünya çapındaki mağaza sayısı 7 bini aştı diye yazmıştım. Bugün, işte bu 7 bini aşkın yurtdışı mağaza sayısına en son eklenenlerden birinden söz etmek istiyorum. Zira yurtdışında mağazalaşma faaliyetleri Türkiye'nin öncü ev ve yaşam markalarından Karaca'yı İngiltere Kraliçesi Camilla ile buluşturacak bir boyuta kadar uzandı. İhracatta kırdığımız rekorlarla, Türk markalarının dünyaca ünlü isimleri giydirmesi, ağırlaması ve hatta sağlık hizmeti sunması, aslında artık alıştığımız haberlere dönüştü. Ancak Karaca'nın Londra'da Westfield gibi lüks bir alışveriş merkezinin içinde ikinci mağazasının açılışını yaptıktan hemen sonra Kraliçe Camilla'nın da onur konuğu olarak katıldığı Yabancı Gazeteciler Cemiyeti'nin (FPA Awards) ödül törenine sponsor olması, farklı bir özgüven mesajı veren oldukça iddialı bir hamle.
Töreni birlikte izlediğim Karaca CEO'su Fatih Karaca'ya bu özgüveni ve Londra gibi zor bir pazarı neden seçtiklerini sordum. Fatih Karaca'nın cevabı aslında tüm ihracatçı iş insanlarının hayalini ya da stratejisini yansıtıyor: "Almanya, Fransa, İngiltere, evet, bunlar zor pazarlar. Ancak eğer İngiltere'de ya da Almanya'da başarırsanız, her yerde başarılı olursunuz. Biz bu tür büyük ve derinleşmiş pazarlarda ölçeklenip sonra başka ülkelere geçmek istiyoruz. Globalde kalıcı başarının yolu bundan geçiyor."
Bünyesinde Emsan, Jumbo dahil 11 marka bulunan Karaca, 50 yıllık bir şirket. 2014 yılında ilk yurtdışı mağazasını Azerbaycan'da açmış. Bugün 48 ülkede, 305 mağaza, 2 binin üzerinde satış noktası bulunan Karaca, yakın bir zamanda yine zor bir pazar olan ABD'ye girmeyi planlıyor. Fiziksel mağazalaşmanın yanı sıra e-ticaret ile de yurtdışında büyümeye devam ettiklerini söyleyen Fatih Karaca sadece Almanya'da 1 milyon kişinin Karaca aplikasyonunu telefonuna indirdiğini ve alışveriş yaptığını belirtti. İngilizlerin de online alışverişi sevdiğini ancak fiziksel mağazaya da gelip ürünleri yerinde görmek istediğini söyleyen Fatih Karaca, "İngiliz tüketici bizi şaşırttı. En çok satılan ürünlerimizden biri çay makinesi. Bu benim çok hoşuma gidiyor. Çayı demleme ritüeli de anladığım kadarıyla İngilizlerin hoşuna gidiyor. Biz yurtdışında Türk kahvesi makinesi de satıyoruz. Amacımız bir yandan ülkemizin kültürünü uluslararası müşterilerimize yansıtmak" şeklinde konuştu.
Bu sözleri üzerine Kraliçe Camilla'nın da katıldığı ödül töreninde şirketin adının 'Karaca' yerine 'Karasa' şeklinde anons edilmesi ile ilgili düşüncelerini, yurtdışında kolayca söylenecek bir marka geliştirmeyi düşünüp düşünmediklerini sordum. Fatih Karaca, ailecek tıpkı ürünlerde olduğu gibi şirketin isminin de özellikle ülke kültürünü yansıtacak şekilde aynen kalması konusunda karar aldıklarını vurguladı. İşte bu da yurtdışında yaşamış biri olarak benim hoşuma gitti.
Eskiden bir Türk perakende markasının yurtdışında mağaza açmasıyla ilgili haberlere, 'tereciye terece satacak' şeklinde başlıklar atardık. Ama Karaca'nın Londra'da Islington'dan sonra kentin önemli alışveriş merkezlerinden biri olan Westfield'ın içinde üst segment lüks markaların olduğu katta ve hem de İngilizlerin köklü çok katlı ev ve yaşam mağazalarından John Lewis'in hemen yanında bir mağaza açması 'artık tereci biz olduk' dedirtecek bir başarı. Hem de İngilizlere meşhur 5 çayını sallama değil demleme içirtecek kadar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA