Birbirimizle savaşmayı bırakamıyoruz, en azından doğayla kavgamızı bitirelim. Doğa, bizden bugünden farklı bir gelecek talep ediyor. Bugünkü dünyadan daha iyi bir dünya; daha sürdürülebilir, daha eşitlikçi, daha yeşil, daha temiz bir dünya. Yeni bir kalkınma modeli ve yeni bir tür zenginlik bekliyor...
Bu satırları geçen yıl INBUSINESS Dergisi'nin Türkiye'nin en geniş kapsamlı Sürdürülebilir Şirketler araştırmasını anlatırken yazmıştım. Bu yıl ikincisini gerçekleştirdiğimiz araştırmayı geçen yıl Rusya-Ukrayna Savaşı'nın da etkisiyle 'İklim Barışı' başlığı ile yayınlamıştık. Kuraklık, sel ve yangınlarla iklim felaketlerinin sonuçlarını daha ağır hissettiğimiz bu yılın başlığı ise Bilinç ve Sorumluluk İçin Son Çağrı. Çünkü bu yıl maalesef barıştan daha da uzaklaştık. Ve bu yüzden sadece Gazze'de yaşananları düşündükçe hepimiz her bir ağızdan insanlık için son çağrıyı yapmak zorundayız. Zira doğayla (ve birbirimizle) biraz daha savaşmaya devam edersek, uğruna öleceğimiz toprak da kalmayacak yeryüzünde.
BM'nin 2030'a kadar gerçekleştirmemiz için belirlediği 17 SKA'dan (Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları) söz ediyorum. Her bir bireyin sorumluğu sürdürülebilirlik karnemize geçmeden önce INBUSINESS'ın kasım sayısında kapağına taşıdığı Sürdürülebilir 500 Şirket (S-500) Listesi'nden bazı bilgiler aktarayım. Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen araştırmada Türkiye'nin sürdürülebilirlik kapsamında adım atmış, geleceğini bu hedeflere göre kurgulamış 500 şirketi belirlendi. Türkiye'de UN Global Copmact (UNGC) imzacısı şirketlerin ilk kez bir arada toplandığı listede, geçen yıl 350 şirket yer alıyordu. Bu yıl ise hem UNGC imzacısı hem de sürdürülebilirlik faaliyetlerini raporlayan şirketlerin sayısında müthiş bir artış var. Listeye giren şirket sayısı 500'ü aştı. Düzenli sürdürülebilirlik raporu yayınlayanların sayısı ise geçen yıl 110 civarında iken bu yıl 200'e yaklaştı. Bu, ülkemizde daha fazla şirketin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini yakalamak üzere yatırım yaptığını ve bunların sonuçlarını ölçtüğünü göstermesi açısından son derece iyi bir haber. Yeterli mi değil elbette ama sürdürülebilirliğin gelip geçici bir heves olmadığını, kalıcı bir trend olduğunu görmek umut verici. 17 SKA'nın her birini alanında uzman isimlerin değerlendirdiği ve Türkiye'nin bu kapsamda kat ettiği mesafeyi gösteren araştırmada, UN Global Compact Türkiye Başkanı Ahmet Dördüncü'nün paylaştığı rakamlar ise bir anlamda insanlık olarak hepimizin karnesini ortaya koyuyor. Dördüncü'nün verdiği bilgiye göre dünya halihazırda BM Sürdürebilir Kalkınma Amaçlarının (SKA) sadece yüzde 15'inde ilerleme kaydedebildi. Yüzde 48'inde ilerleme zayıf ve yetersizken, SKA'ların yüzde 37'sinde ilerleme ya durmuş ya da tersine dönmüş durumda. 2030 yılında hayal ettiğimiz daha adil ve daha yaşanabilir bir dünya hedefimizi gerçekleştirebilmek için hızla rotamızı değiştirmemiz gerektiğine işaret eden Dördüncü, bu amaçla geçtiğimiz eylül ayında New York'ta gerçekleşen SKA Zirvesi'nin ana temasının '2030 Gündemi için umut, iyimserlik ve coşku duygusunun yeniden canlandırılması' olduğunu hatırlatıyor.
Bugün Gazze'de yaşananlara bakınca bu konuda umutlu olmak için önce 17 SKA'nın en önemli maddesi 'Barış ve Adalet'i tüm dünyada sağlamamız gerekmiyor mu, hem de Gazze'den başlayarak? Çünkü bence dünya ancak böyle kurtulur!