Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

İşgücü ve işverenin havuz problemi

Pandeminin tetiklediği sorunlardan biri de nitelikli işgücü eksikliği.
Türkiye, Avrupa'ya göre daha az hissetse de (bakınız havacılık ve sağlık sektörü) bir süredir kurumların nitelikli işgücü bulmakta sıkıntı yaşadıklarına tanıklık ediyoruz. Bir yandan da özelikle gençlerin işsizlikten yakınmaları söz konusu. Mesele öyle bir hal aldı ki; dost sohbetlerinde bile 'bir yanda işsizlik, bir yanda eleman sıkıntısı, bu işin sonu nereye varacak' diye birbirimize sorar olduk. Kısacası istihdam açığı da en az işsizlik kadar gündemimizi meşgul ediyor.
Örneğin bütün yaz başta otel ve restorancılar olmak üzere hizmet sektöründen 'eleman açığı' yakınmasını dinledik. Neredeyse iş dünyasından kürsüye her çıkan istihdam açığını da dile getirdi. Son aklımda kalan isimlerden biri Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Üyesi Davut Doğan. Aynı zamanda Mobilya Yatak Sanayicileri ve Perakendecileri Konfederasyonu (MOYKON) Kurucu Başkanı olan Doğan'ın, geçen hafta mobilya sektöründe yaşanan istihdam açığına dikkat çeken bir açıklaması oldu. Doğan, mobilya sektörünün özellikle ihracat ağırlıklı gelişme potansiyeline vurgu yaptıktan sonra şunları söylemişti: "İhtiyacımız olan beyaz yakadan çok döşeme alanında yetişmiş eleman. 15 bin kişilik bir açığa sahibiz. Çatı kuruluş olarak lise ve üniversite düzeyinde mobilya bölümleri açarak bu sorunu aşmayı planlıyoruz. Halihazırda sektörde bu konuda eğitim veren markalarımız var. Benzer formüllerle ilerleme sağlayabiliriz."
Son olarak İstanbul Valisi Davut Gül'ün, özellikle teknoloji alanında gençlere istihdam fırsatı sunmak amacıyla kurulan Türkiye'nin ilk sosyal etki tahvilinin tanımındaki açıklamalarının altını çizmek istiyorum. Zira Vali Gül, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kaçır'ın da katıldığı programdaki konuşmasında İŞKUR'un kayıtlarına göre İstanbul'da iş arayan sayısının 350 bin kişi olduğunu işçi arayanların sayısının ise 425 bin kişi olduğuna dikkat çekmişti. İşte bu iki rakam her şeyi özetliyordu. Sorunu anladık, peki çözümü ne?
Bu sorunun cevabı çok kolay değil ve uzun vadeli devlet politikaları gerektiriyor. Hoşuma giden pratik bir çözümü ise Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Tuba Köseoğlu Okçu'dan dinledim. INBUSINESS Dergisi'nin ilkini dün gerçekleştirdiği Çalışan Memnuniyeti Yuvarlak Masa toplantı serisinde de söz dönüp dolaştı ve nitelikli iş gücü eksikliğine geldi. Garanti BBVA'nın yetenek yönetimi konusundaki çalışmalarını paylaşan Okçu buldukları çözümü şöyle özetledi: "Özellikle pandemide daha da artan yazılımcı sıkıntısını gidermek için farklı dallardaki mühendisleri yazılım konusunu öğretmek üzere işe aldık. Bizimle çalışmak zorunda değilsiniz diyerek, 8 aylık bir eğitim verdik. Bu sürecin sonunda çoğunun bizimle çalışmaya devam etmesi çok memnuniyet verici. Bu ve benzeri yöntemlerle iş gücü niteliğini ihtiyaçlarımıza göre şekillendirerek geliştiriyoruz."
Yazıya başlık veren ifade ise yuvarlak masa tartışmasının bir diğer konuğu Metro Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve İnsan Kaynakları Direktörü Ebu Taşçı Firuzbay'dan geldi. İstihdam açığı ve işsizliği 'havuz problemine' benzeten Firuzbay, iş dünyasının ihtiyaç haritasına insan kaynağının da eklenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Toplantıda öğrendiğim bir diğer kavram da 'uzayan kariyer'ler. Yaşam süresi uzadıkça, kariyerler de uzuyor haliyle, tıpkı havuz problemlerindeki gibi kadroların dolum ve açılım hızı farklılaşıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA