Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

Japonya ve Güney Kore’ye uzak demeyelim ‘algı’mızı yönetelim

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, BM Genel Kurulu vesilesiyle bulunduğu New York'taki ekonomik ve diplomatik temasları uluslararası ilişkilerimizi hazır gündeme taşımışken, dünyanın farklı bir bölgesinden Uzakdoğu'dan izlenimlerimi aktarmak istedim. İGA'nın, Uluslararası Havacılık Konseyi'nin (ACI) Güney Kore'deki kongresine katılmak ve Uzakdoğu'daki iş fırsatlarını değerlendirmek amacıyla gerçekleştirdiği Tokyo-Seul programı sırasında Türkiye'nin Japonya Büyükelçisi Korkut Güngen ve Güney Kore Büyükelçisi Murat Tamer ile görüşme fırsatı yakaladım. Bölgedeki ülkelerin, Türkiye algısı ile karşılıklı ekonomik ve ticari ilişkilerin gelişme potansiyeli konusunda son derece aydınlatıcı ve hatta ezber bozan bu iki sohbetin detaylarına geleceğim. Ama önce 'elimizdekilerin kıymetini bilelim' dedirtecek bir anekdot ile başlayayım.
Büyükelçi Tamer, Seul'deki büyükelçilik binasında buluştuğumuzda söze, "Hastaneden geliyorum" diyerek başladı ve devam etti: "Doktora Türkiye'de MR dahil tüm film ve test sonuçlarına e-nabız üzerinden erişebildiğimizi söyledim, çok şaşırdı. E-nabız'dan kayıtlarımı gösterdim, muazzam etkilendi. Türkiye'deki sağlık sektörü herkesin gurur duyması gereken bir seviyede. Buradaki hastanelerle bizdeki bazı hastaneler arasında uzay yılı var diyebilirim." Büyükelçi Tamer'in işaret ettiği bu pozitif yönümüz, bölgeye yönelik turizm ve özellikle sağlık turizminde bizi bekleyen fırsatları da ortaya koyması açısından önemli.
Ülkemize binlerce kilometre uzaklıktaki Japonya ve Güney Kore, ekonomik ilişkilerimizi geliştirme potansiyeli bulunan iki ülke. Japonya ile olan 4.5 milyar dolarlık ticaret hacmimizin sadece 500 milyon doları ihracat, kalanı ithalat. Benzer durum Güney Kore için de geçerli. 10 milyar dolarlık ticaretin sadece 1 milyar doları bizim ihracatımız. Her iki ülke ile olan ticaretimizi lehimize çevirmemizde yüksek katma değerli ürünlere odaklanmak ve turizm yoluyla hizmet ihracatı büyük katkı sağlayabilir. Ancak her iki ülkeden daha fazla turist çekmek için aşmamız gereken önemli bir engel var. Büyükelçi Güngen, 2010'lu yıllarda Japonya'dan Türkiye'ye gelen turist sayısının 200 binleri bulduğunu ancak geçen yıl bu rakamın 30 binlere kadar düştüğünü söyledi. Güney Kore için de rakamlar bu seviyede. Genelde kültür turizmini tercih eden Japon ve Güney Koreli turistler kişi başı harcamada dünya sıralamasında üst sıralarda yer alıyorlar. Ve maalesef her iki ülkede de Türkiye'ye seyahat konusunda, güvenli olmadığı yönünde uyarılar söz konusu. Bizim gündemimizde ise bu uyarıların kaldırılması, hiç değilse benzer ülkelerle aynı seviyeye çekilmesi var
Japonya ile ilişkilerimizde ilerleme kaydedilmesi beklenen bir diğer konuda Serbest Ticaret Anlaşması. Güney Kore ile de aynı konuda masadayız. Tabi bir farkla; Güney Kore ile aramızda 10 yıldır uygulamada olan serbest ticaret anlaşmasının revize edilmesi gerekiyor. Bunun müzakerelerine başladıklarını söyleyen Büyükelçi Tamer, tarım ürünlerine yönelik kısıtlamaların hiç değilse ABD'ye uygulanan kurallara çekilmesinin Türkiye için büyük fark yaratacağını düşünüyor.
Gelelim görüşmelerin ezberbozan kısmına, bölgesinde giderek daha da güçlü bir aktör olarak dış politikada öne çıkan Türkiye'ye Japonya ve Güney Kore'den yatırımcı ilgisi yoğun aslında. Her iki ülke de Türkiye'yi dost görüyor ancak yatırım planlarının gerçekleşmesi biraz yavaş oluyor. Çünkü hem Japonya hem Güney Kore dost olmasına rağmen Türkiye'yi başta ABD olmak üzere batı ülkelerinin gözünden algılıyor. Ancak uluslararası gündem her zaman Türkiye'nin çıkarları ile paralel ilerlemeyebiliyor. O nedenle uzak demeyelim Türkiye'nin algısını pozitif yönetmek konusunda daha aktif olalım. Buna hizmet edecek iki kültürel etkinlikle bitireyim. Biri, Türkiye'den Güney Kore'nin davetlisi olarak 50 kişilik bir mehter takımının vereceği 3 konser. Ekim ayındaki konserlerden biri Busan'daki Türk şehitliğinde. Diğeri de Sertab Erener'in Japonya'da iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yılı dolayısıyla vereceği konserler. Evrensel dil müziğin yeni yatırımlara da kapı açmasını diliyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA