Şimdi size özgürlükler ülkesi ABD'de 1970'lerin sonuna kadar kadınların kendi adlarına kredi kartı almalarının yasak olduğunu ve hatta 80'lerin sonuna kadar çok çok az kadının kredi kartı sahibi olduğunu söylesem, kaçınız inanır bilemiyorum. Ama ben geçen hafta New York'ta BM Genel Merkezinde UN Women'ın düzenlediği bir akşam yemeğinde tam da bunları duydum. Hem de kadınları desteklemeye yönelik faaliyet yürüten finans kuruluşu 1919 Investment'ın CEO'su Harry O'Mealia'dan. ABD'li kadınların kredi kartıyla daha doğrusu finans sektörüyle imtihanına geleceğim. Ama önce konu buraya nasıl geldi aktarayım.
BM'nin Genel Kurul haftası, dünyanın belki de en dinamik kenti New York'un, en hareketli haftasıdır. Hatta takvimlerde 'BM Haftası' olarak anılır. Geçen haftaki genel kurulda da her zaman olduğu gibi BM genel merkezi birçok dünya lideri ve diplomatın yanı sıra hemen her ülkeden çok çeşitli özel sektör temsilcisine de ev sahipliği yaptı. Başta sürdürülebilirlik hedefleri olmak üzere, dünya barışına ve global kalkınmaya özel sektörün olası katkısını paylaştılar. Yani BM genel merkezi geçen hafta tüm paydaşların bir araya gelerek çok daha sürdürülebilir bir dünya için global IQ oluşturmanın ve bunu harekete geçirmenin yollarının arandığı bir mekandı.
İşte bu global kalkınmanın yollarının arandığı etkinliklerden biri de Yıldız Holding'in kadınları desteklemeye yönelik faaliyetlerini paylaştığı UN Women Kadın Girişimcilerin Küresel Ölçekte Güçlendirilmesi özel oturumuydu. Yıldız Holding Kamu İlişkileri Genel Müdürü ve Kadın Platformu Elçisi Begüm Mutuş'un bir yılda kadınlara yönelik verdikleri 5.3 milyon dolarlık desteğin detaylarını anlattığı bu özel oturum, kadınların finansmana erişimini artırma çabalarının paylaşıldığı bir akşam yemeği ile sonlandı. UN Women İcra Direktör Yardımcısı Sarah Hendriks'in de katıldığı akşam yemeğinde konuşan 1919 Investment'ın CEO'su O'Mealia, bugün kadın girişimcilerin finansmana erişimde yaşadıkları güçlükleri paylaşırken bir yandan da aslında bu konuda ne kadar çok mesafe kat ettiklerini anlattı. Kat etilen mesafeyi ifade etmek için de kendi annesinden bir örnek verdi. Henüz 17 yaşında ve herhangi bir işi yokken birkaç bankadan aynı anda kredi kartının bulunduğunu anımsayan O'Mealia, annesinin ise meslek sahibi çalışan bir kadın olduğu halde tek bir kredi kartının bile olmadığını söyledi. Ve bu durumun 1980'lere kadar sürdüğünü ABD'de kadınlara kredi kartı verilmesi için büyük mücadeleler yaşandığını söyledi. Buna çok şaşırdığımı gören masadaki diğer ABD'li katılımcıların başlarını sallayarak evet demeleri daha da ilgimi çekti. Bu durumun kadın girişimcilere kredi verilmesinde çekinceli davranmak gibi farklı formlarda hala geçerli olduğunu söyleyen O'Mealia, "Oysa araştırmalar kadınların erkeklere göre borçlarına daha sadık olduklarını gösteriyor" diyerek devam eden bu yanlışın altını çizdi. UN Women İcra Direktör Yardımcısı Hendriks de bu durumu teyid eden rakamlar verdi. Örneğin 2022 yılında ABD'de kadın girişimcilerin finans kaynaklarının sadece yüzde 2.1'inden yararlandıklarını söyledi. Kadınların dünyada 1.7 trilyon dolarlık bir büyüklükteki finans kaynağına erişseler 5-6 trilyon dolarlık değer yaratabilme potansiyelleri bulunduğuna vurgu yaptı. Son olarak kadınların finansmana daha az eriştikleri halde erkeklere göre girişimlerinin yüzde 80 daha başarılı olduğunu söyleyen Hendriks, "Eğer kadınların girişimleri desteklenmezse dünyanın krizlerden toparlanması çok daha uzun süreli ve zorlu olacak" dedi ki bu; bana göre gecenin en kilit ifadesiydi.