Her sözden önce...
Depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına bol bol sabır diliyorum.
Acınız, acımızdır.
Hepimizin başı sağolsun.
Evet, 85 milyon tek yürek olduk, karanlıkta bir fili tarif etmeye çalışıyoruz. Karanlıkta fil tarifi meselesini biliyorsunuzdur. Sadece kulağına, kuyruğuna ya da bacağına ulaşan her bir kişinin tamamını göremediği bir fili tarifi farklıdır. Ve gerçekte nasıl bir şey olduğunu anlatmaktan da epey uzaktır.
Filin büyüklüğü ile kısıtlı erişimin ilişkisine göndermede bulunan bu benzetme maalesef tam da bugün içinde bulunduğumuz durumu anlatıyor. Hangi veriyi paylaşırsanız paylaşın, felaketin ancak çok küçük bir bölümünü aktarmış oluyorsunuz. Depremin üzerinden 3 gün geçmiş olmasına rağmen -ki siz bu satırları okurken 4. günde olacağız, hala felaketin boyutlarını ifade etmekte yetersiz kalıyoruz.
Yıkıcı etkileri uzaydan bile görülen alanın büyüklüğüne ilişkin basit bir hesap yaptım. Depremin vurduğu 10 ilin nüfusu 13.5 milyon. Bu, dünyada kaç ülkenin nüfusundan fazla biliyor musunuz? Ben de bilmiyordum, baktım. BM verilerine göre 195 ülkenin sadece 74'ü 13 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip. Yani OHAL ilan edilen 10 ilimizin toplam nüfusundan daha az nüfusu olan 120 ülke var dünyada.
Filin kulağından tutup tüm gövdesini tarif etmeye çalışırken bir de coğrafi olarak ne kadar büyüklükte bir alandan söz ettiğimize bakmak istedim. 10 ilin yüzölçümünü tek tek topladığımda 100 bin kilometrekareden daha büyük bir alan ile karşılaştım. Ve dünyada yüzölçümü 100 bin kilometrekarenin üzerindeki ülke sayısı Antarktika dahil 110 civarında. Bu da dünyada deprem bölgemizin coğrafi büyüklüğünden daha küçük yüzölçümüne sahip 100'ün üzerinde ülke olduğunu gösteriyor. Amacım aslında depremin etkilediği nüfusun ve alanın büyüklüğünü anlatmak. O yüzden aklınızda canlanması için birkaç ülkeden örnek vereyim. Mesela Güney Kore, Macaristan, Portekiz, Avusturya, İrlanda, Gürcistan, Norveç, Hırvatistan, Danimarka, Hollanda, İsviçre, Tayvan ve Belçika, yüz ölçümü 100 bin kilometrekarenin altında olan ülkeler arasında.
Nüfusu, bizim deprem bölgemizdeki 13.5 milyonluk nüfustan az olan ülkelere birkaç örnek saymam gerekirse; Belçika, Küba, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Portekiz, Azerbaycan, Macaristan, İsrail, Avusturya, İsviçre, Bulgaristan, Norveç ve Yeni Zelanda. Bütün bu örneklerle şunu demek istiyorum, eğer bu deprem Avusturya'da ya da Danimarka'da olmuş olsaydı, ülkenin tamamını kapsayan bir afet yaşandı diyecektik.
Ama asıl olarak tek katlı bir binanın ya da 10 katlı bir binanın çökmesiyle oluşan ağırlığın ne kadar olduğunu aradım ve maalesef bir rakam bulamadım. Çünkü bu ağırlıkları tek tek elleriyle kaldıran, kenara taşıyıp altındaki canları kurtarmaya çalışanların ne kadar güçlü olduklarını anlamak ve anlatmak istedim. Sanırım bunu anlatacak bir rakam yok. O yüzden de galiba 40 saat, 50 saat sonra gelen mucizeleri ekrana getiren gazeteciler de ağlıyordu. Sizler daha önce kaç kez haber aktarırken gözyaşlarını tutamayan gazeteci gördünüz bilemiyorum. Bu meslekten biri olarak söyleyeyim ben daha önce hiç bu kadarını görmemiştim.
Acımız sonsuz, felaketin boyutları bazı ülkelerin büyüklüğünden kat kat fazla. 100 yıl önce kahraman ve gazi illerimizin yer aldığı hem de tam da bu bölgede verdiğimiz kurtuluş mücadelesine benzer büyük bir seferberlik dönemi bizi bekliyor
Tıpkı 100 yıl öncesinde olduğu gibi şimdi de sabırla ve birlik içinde bunun da üstesinden geleceğiz.