Mars'ta yaşam için kimler çalışıyor desem aklımıza bir iki şirket, bir iki kurum gelir. Ama muhtemelen Honeywell gelmez. Oysa, Mars'ta nefes almayı mümkün kılacak yaşam destek sistemlerini geliştiren şirket Honeywell'den başkası değil. Ve bizler aslında ABD merkezli bu teknoloji şirketine pek de yabancı değiliz. Her gün kullandığımız teknolojilerin birçoğunun arkasında Honeywell var. Örneğin, uçaklardaki otomotik pilot, yangın güvenlik sistemleri, kurşunsuz benzin ve hatta biyoçözünür deterjanlar bile Honeywell'in geliştirdiği teknolojilerden sadece birkaçı. Bu arada unutmadan, uçaklardaki kara kutuların da Honeywell'in ürünü olduğunu not edelim. 35 bin patenti bulunan bu mucit şirket, 1969'da Neil Armstrong'un aya ayak bastığı Apollo 11 görevinde de önemli bir role sahipti. Bu projede, 14 ayrı cihazda 16 bin Honeywell parçası vardı. Şirketin Türkiye'deki 30. yılı dolayısıyla bir araya geldiğimiz Honeywell Türkiye, İsrail & Orta Asya Başkanı Uygar Doyuran, işte bu bilgileri paylaşarak söze başladı. Ardından 11 ülkeyi yönettikleri Türkiye'deki faaliyetlerine geçti.
Teknoloji ortağı olarak THY Teknik ile 10 yılı aşkın bir süredir birlikte çalışan Honeywell'in destek verdiği diğer şirketler arasında Tüpraş, Botaş, Socar, Petkim, Erdemir, Şişecam da bulunuyor. İş Bankası Kuleleri, İstanbul Havalimanı, Ford Otosan Fabrikaları, Çam Sakura Şehir Hastanesi, Ak Merkez AVM, Atatürk Kültür Merkezi gibi çok sayıda binada yine Honeywell'in teknolojileri kullanılıyor. T-129 ATAK helikopteri, Türk Hafif Sınıf Genel Maksat Helikopteri (TLUH), Hürjet gibi savunma sanayi projelerinde de Honeywell teknolojilerinin olduğunu hatırlatalım. Honeywell'in 150 yaklaşan geçmişini, 'hep yeni bir açılımla teknoloji geliştirmesine' bağlayan Doyuran, şirketin bugünlerdeki odağının dijitalleşme ve sürdürülebilirlik olduğunu söyledi. Sürdürülebilirlik adına yeni bir teknolojiden bahsetti. Mevcut teknolojiyle bugüne kadar plastik atıkların geri dönüşüm işlemi sonucunda sadece yüzde 15'inin geri kazanıldığını ve kalan kısmın yani yüzde 85'in yine plastik atık olarak doğaya zarar vermeye devam ettiğini vurgulayan Doyuran, Honeywell'in geliştirdiği yeni bir yöntemle bu durumun büyük oranda değiştiğine dikkat çekti. Döngüsel ekonomi için de önemli bir gelişme olan bu teknolojiyi ve Türkiye'deki ilk projeyi şöyle anlattı: "Honeywell'in geliştirdiği yeni teknoloji ile plastik atık dönüşümünde yüzde 90 performans sağlanıyor. Biz bu teknolojiyi ticari ortağımız Doğanlar Holding ile Türkiye'ye getiriyoruz. Doğanlar Holding iştiraki Biotrend Enerji, Türkiye'de kurmayı planladığı plastik geri dönüşüm fabrikasında Honeywell'in UpCycle Process teknolojisini kullanacak. Bu yöntemle karışık plastik atıklar geri dönüştürülmüş polimer hammaddesine (RPF) dönüştürülecek. Tesis, Türkiye'nin ticari ölçekli ilk plastik atık geri dönüşüm tesisi olacak." Honeywell ve Biotrend Enerji arasındaki bu iş birliğinin bir başlangıç olduğunun altını çizen Doyuran, tarafların gelecekte yeni plastik atık geri dönüşüm tesislerinde iş birliğine devam etmeyi planladıklarını söylemeyi de ihmal etmedi.
2022 yılı insan vücudunda ilk kez plastik bulunan yıl olarak tarihe geçecek maalesef.
Ne dersiniz, vücudumuzdan plastiği tamamen atmanın yolu geri dönüşüm mü, yoksa hiç plastik üretmemek mi?