Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

Sıfır Kovid politikası Çin’i koruyamadı

Ne zamandır Çin'de olup bitenleri (tam olarak öğrenemesek de) yazmayı istiyordum. Bu nedenle de karşılaştığım her bilgi kırıntısını okuyor, sızan videoları izliyordum. Hatta dünya kupası başladığında maskesiz binlerce insanın stadyumda maç izlemesinin, evinden çıkamayan Çinlilere ne hissettirdiğini merak ediyordum.
Hatırlayın iki hafta önce Çin'de karantina bahanesiyle evlerinde zorla tutulan insanlar, durumu protesto etmek için topluca çığlık atma eylemi gerçekleştirdi. Düstopik bir film sahnesini andıran bu görüntüleri izlerken, dünya kupasının bu çığlık eylemini tetiklemiş olabileceğini aklımdan geçirdim.
Düşünsenize tüm dünya pandemiden çıkmış, herkes normalleşmiş, sadece sizin ülkenizde şiddeti giderek artan Kovid önlemleri var. Bir temasınız yok, hasta değilsiniz ve karantinadasınız. Karantinaya fabrikada yakalandıysanız, gece gündüz çalışmak zorunda kalıyorsunuz. Üstelik Çin'in 'ucuza üret, ihraç et' politikası gereği ucuz işgücü avantajını korumasına yönelik bu durum aylardır devam ediyor ve daha ne kadar sürecek belli değil. Bu noktada çip, akıllı telefon gibi üretim tesislerinde onbinlerce işçinin karantina bahanesiyle fabrikalarda zorla tutuldukları haberleri aklıma geliyor.
Pandeminin ilk döneminden bu yana Çin'de 'sıfır kovid' politikası kapsamında pozitif vakalar ve temaslı şüpheliler ya evlerinde ya da hükümetin yaptığı toplu konutlarda tutuluyor. Bu karantina konutlarında yiyecekler robotlarla dağıtılıyor. Kontrol ekipleri astronot kıyafetleri gibi tulumlarla ortalıkta geziyor. Ülke içinde 2 yıldır seyahat yasak. Ülke dışına çıkmayı zaten kimse aklına bile getirmiyor.
Son olarak apartmanların giriş ve çıkışları pencereler dahil kontrol ekiplerince kapatıldı. Ancak geçen hafta Urumçi'de giriş-çıkışı kapatılmış böyle bir apartmanda yangın çıkıp insanlar da kaçamayınca, 24 şehirde 50'nin üzerinde protestonun da fitili ateşlenmiş oldu.
Sonunda Hükümet, 'çok hızlı yayılsa da ölümcül olmadığı' gerekçesiyle sıfır covid önlemlerini gevşetti. Bir gecede insanların seyahatini kısıtlayan, covid durumunu gösteren takip uygulaması cep telefonlarından silindi. Ancak Çin'de büyük bir sevinçle karşılanan bu kararı, 'ne oldu da Hükümet bir gecede fikir değiştirdi' diye sorgulayanların sayısı da az değil.
Ekonomistler, Çin'in halk sağlığı değil, ekonomik kaygılarla ve kamu güvenliği gerekçesiyle aldığı önlemleri, Çin'in dünya ekonomisindeki konumunun zayıflaması nedeniyle gevşettiğini düşünüyor. Rakamlara bakılırsa pek de haksız sayılmazlar. Çin son çeyrekte birçok açıdan Kovid'in ilk olumsuz etkilerinin görüldüğü Mayıs 2020'den bu yana en kötü performansı ortaya koydu. Her ne kadar bu yılın 3. çeyreğinde beklentilerin üstünde yüzde 3.9 büyüse de ithalat ve ihracatındaki düşüş, Pekin yönetimini hareket geçirmiş olmalı. Zira Çin'in ihracatı ekim ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0.3 düştü. İthalatı ise yine aynı dönemde yüzde 0.7 azaldı. Ülkenin hem ihracatı hem ithalatı aynı anda Mayıs 2020'den bu yana ilk kez yıllık bazda eksiye düştü. Üstelik gelecek dönem büyümesinin önemli bir göstergesi sayılan Satın Alma Yöneticileri Endeksi'nde de (PMI) yüzde 1'e varan düşüşler yaşanmaya devam ediyor.
Benim yorumum ise dünya pandemi sonrasında gerçekten eski dünya değil. Çin'in fark etmediği işte bu. O yüzden de ucuz işgücü avantajını korumak için uzattığı covid önlemleri Çin'in pandemi sürecinde değişen tedarik rotalarında kaybettiği konumunu korumaya yetmedi. Değişen tedarik rotaları demişken sahi bundan en çok faydalanan ülkelerden biri de Türkiye değil miydi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA