"Hükümet kurullarında, askerî-endüstriyel yapının gayrimeşru tesir elde etmesi karşısında teyakkuzda olmalıyız. Hak edilmemiş gücün felaket sonuçlara gebe yükseliş potansiyeli vardır ve olmaya devam edecektir."
Bu sözler, orgenerallikten Amerikan Başkanlığına yükselen, askeriyeden siyaset koridorlarına en üst düzeyde tecrübe sahibi olan, İkinci Dünya Savaşı sırasında ülkesine Başkomutanlık eden 34. Amerikan Başkanı Eisenhower'ın Başkanlık döneminin en son konuşmasına ait. Onun bile uyarıda bulunduğu bu askeri-endüstriyel yapıya daha sonra suikastle öldürülen John F. Kennedy de değinmiştir.
NATO Liderler Zirvesi'nden dönüşte uçakta Amerikan seçimlerinin gidişatını konuşuyorduk. Ülkede dünyadaki en üst düzey siyasal toplantıların birisi gerçekleşirken en önde gelen Amerikan gazetelerinin manşetlerinde ise Biden'ın neden adaylıktan çekilmesi gerektiğine ilişkin haberler ve makaleler vardı.
Zira Biden, NATO Zirvesi'nde Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelensky'i "Başkan Putin" diye takdim etmesinden de anlaşılacağı üzere "iyi" değil. Ne mental ne de fiziksel olarak başkanlığı sürdürmeye hazır olduğunu söylemek güç. 81 yaşındaki Biden ise adaylıktan çekilmeyeceğini net şekilde ifade ediyordu.
İşte böyle bir politik ortamda, Biden'ın selefi ve Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump'a silahlı saldırı düzenlendi. Peki Amerikan müesses nizamının uzantısı medya organları ne yaptı dersiniz? Mesela CNN internet sitesi, bakar bakmaz silahlı saldırı olduğunu anlayabileceğiniz bir olayı Trump'ın miting sırasında düştüğü şeklinde verdi. Ya da Associated Press miting sırasında "kalabalıktan yüksek sesler" çıktığı için gizli servisin Trump'ı sahneden indirdiği biçiminde haber geçti. Times Square'de geçen haberlerde de eski başkanlarının ve mevcut başkan adaylarının uğradığı suikastin haberinden eser yoktu.
Öte yandan Cumhuriyetçiler "Ya zafer ya ölüm" naraları atıp Hz. İsa olduklarını iddia ettikleri imajlarla birlikte Trump'ı şoplayıp "Kurtarıcı" imaları yapmaya başlamıştı bile. Amerika'nın bölünmüşlüğünü gün gibi ortaya çıkaran bir hadise karşımızdaki.
Trump, müesses nizamı rahatsız eden çıkışlarıyla 2016-2020 arası sadece Amerika değil, dünya siyasetine damga vurdu. "Başkan ben olsaydım Ukrayna savaşının çıkmasına izin vermezdim" diyen Trump, "askeri-endüstriyel yapı"nın dönen çarklarına çomak sokmaya aday bir isim. O yüzden "başladıkları işi bitirmezlerse" ve seçimlerde hile olmazsa çok ilginç bir ABD Başkanlığı süreci izlemeye hazır olun.