Ekrem İmamoğlu, dördüncüsü İstanbul'da yapılacak olan Avrupa Oyunları'nın imza töreni için Roma'ya gittiğinde adını Türk medya tarihine de yazdırdı. "When in Rome, do as the Romans do" sözünün hakkını veren İBB gazetecilerinden bahsediyorum. Davetliler listesinde Stalin'i yumuşak bulacak kadar komünist gazetenin genel müdüründen, Türk medya tarihinin en kirli manşetlerini atan eski genel yayın yönetmenine kadar pek çok isim vardı. Youtuberlar, ağızlarından israf kelimesini düşürmeyenler, adları kumpaslarla anılanlar ve diğerleri...
Ancak gezide bir tuhaflık vardı, imza töreniyle alakalı paylaşım yapılmadı. Ekrem İmamoğlu'nun bu oyunları almak için İBB Başkanlığı döneminde ne yaptığını da okumadık. Bunun yerine, adı para bavullarını taşımakla anılan İmamoğlu bürokratının organize ettiği 10 kilometrelik Roma Koşusu, Ekrem İmamoğlu'nun Che Guevera desenli kalem çantası taşıdığı haberlerini okuduk. Bir de Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel'in arasında bir gerilim olmadığı müjdesini yaydılar. Bu büyük haberleri okumamızın karşılığında Ekrem İmamoğlu yönetimi, Boeing 737 uçağı kiralama, Roma merkeze 2 KM mesafedeki beş yıldızlı otelde geceliği en az 45 bin liradan konaklama, kırmızı karidesli tartarlı Blinis, pack choi, Agerola'dan fior di latte DOP, Giaveri havyarlı menülerde yenilen akşam yemeği gibi jestler hazırladı. Sadece otel maliyetinin en az 9 milyon lira olduğunu medya kuruluşları yazdı. Gezinin toplam maliyetine dair herhangi bir bilgi yok. Ancak emimin Ekrem İmamoğlu tarafından Roma'ya götürülen acar gazetecilerden biri, bütün maliyeti hesaplayacaktır. Böylece biz de kaç emekli maaşının İBB tarafından yandaşlarına saçıldığını öğreneceğiz. Yaklaşık 15 yıldır Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yurt dışı gezilerine katılırım. Uçak biletimizi, kalacağımız otelin ücretini, yediğimiz yemeklerin ücretini devletimiz ödemez. İnternet üzerinden yayın yapan meslektaşlarımız da buna dahil. Ya çalıştığımız kurum ya da kendi cebimizden ödeyerek katılım sağladık. Olağan dışı güvenlik hassasiyeti olan ülkeler dışında gittiğimiz hiçbir ülkede 5 yıldızlı otelde kaldığımızı da hatırlamıyorum. Dahası Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndan G-20 Zirvesi'ne pek çok önemli etkinliğe iştirak etmiş bir gazeteci olarak 30 kişiden fazla olan bir medya heyeti de görmedim. Ancak bu etkinliğe katılan medya mensubu sayısı 45. Aralarında gerçekten spor muhabiri olanlar var ve onları ayırarak söylüyorum katılanların büyük çoğunluğu Avrupa Oyunları'nın ne olduğunu bile bilmiyordur. Dahası "biz Reuters mıyız bu gezinin parasını kendimiz karşılayalım. Ne zaman o kadar güçlü oluruz o zaman cebimizden karşılarız" argümanıyla Sokrates'in savunmasını bile çöpe atıp üste çıkmaya çalışanlar da oldu. Roma'da dinlenip Giaveri havyarı ile kendilerine geldiğinize göre, gariban dostuymuş gibi davranmaya devam edebilirsiniz. Eğer düzgün okuyabilirseniz Tevfik Fikret'in pek sevdiğiniz şu dizeleri de etkili olur. Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin. Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! Yiyin de en azından devlete otelinden yemeğine beş kuruş ödetmeyen ve gittiği her yerden ya canlı yayınla ya da köşelerinden halkı bilgilendirmek için uğraşan gazetecilere de laf etmeyin bari.