Rusya'nın Ukrayna ile olan savaşından sonra Avrupa'dan nasıl tecrit edildiğini hep birlikte izledik. Dünya Edebiyatının en önemli yazarları arasında yer alan Rus yazarlara kadar uzanan tecrit kampanyasını 'batı medeniyeti' insan hakları ve evrensel hukuka saygı için yaptığını iddia ediyordu.
7 Ekim'den bu yana dünyanın en vahşi soykırımlarından birine imza atan İsrail söz konusu olduğundaysa Batılı ülkeler tam tersi bir tutum sergiledi. İsrail'i eleştirmek, İsrail'in barbar olduğunu söylemek dahi suç oldu. İsrail hiçbir organizasyondan uzaklaştırılmazken, 1956 yılından bu yana devam eden Eurovision Şarkı Yarışması'nda İsrail ekibinin davet edilmesi, Batılı elitlerin İsrail'e gösterdiği iltimasın son örneği oldu.
İsveç'in Malmö kentinde düzenlenen yarışmada Siyonist İsrail'in davet edileceği haberini alan on binlerce insan protesto gösterileri düzenledi. İsrailli şarkıcı performansını gösterirken yayını kesen televizyonlar Siyonist barbarlığı eleştirdi. İsrailli şarkıcıya puan vermek istemediğini söyleyen jüri üyeleri oldu. Siyonist şımarıklığın buna cevabı "Eurovision Yarışması'nın sayelerinde rating aldığını" iddia etmek oldu.
Yarışmaya katılan neredeyse tüm sanatçılar İsrail'in soykırımını eleştirirken, Filistin'e dayanışma mesajı yolladı. Maalesef bunun en büyük istisnalarından biri Türkiye adına katılan Sertab Erener oldu. Türkiye'deki sanatçıların büyük çoğunluğunun konu İsrail olduğunda büründüğü sessizliğe daha sonra özel olarak eğilmek gerekiyor.
Aslında Eurovision'a hak ettiğinden fazla mana yüklemenin de gereksiz olduğunu söylemek gerekiyor. Netice itibarıyla kültür endüstrisinin araçlarından birinden bahsediyoruz. Ancak, İsrail'in bulunduğu her ortamda barbarlığı ve uyguladığı vahşet nedeniyle protesto edilmesi, artık dokunulmaz ve eleştirilmez olmadığını göstermek önemli.
Türkiye'de yıllarca "Batılı olmanın en büyük göstergelerinden" biri olarak kabul edildiği için milli bir ülkü haline getirilen yarışmada İsrail ekibi jüriden beklediği puanı alamadı. Ancak yapılan halk oylaması ile İsrail ekibi yarışmayı 5. Sırada bitirdi. Avrupa ülkelerinde yükselen popülist ırkçı hareketlerle birlikte değerlendirdiğinde enteresan çıkarımlar yapmamızı sağlayacak bir oran. Evet, ABD ve Avrupa ülkelerinde İsrail eskisi kadar dokunulmaz değil ancak karşıtlık olması gereken noktaya henüz gelmedi.
İsrail'in tüm dünyadan tecrit edilip, işlediği insanlık suçlarıyla doğru orantılı hak ettiği muameleyi görmesi için pes etmeden çalışmamız gerekiyor. Bunu sadece soykırıma uğrayan Filistinlilere borçlu değiliz. Çocuklarımızın güven içerisinde yaşayacağı bir dünya için de İsrail belasını bertaraf etmemiz gerekiyor.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz