Ankara'da iki ay önce sürdüğü motosikletin kaza yapması sonrası ağır yaralanan Sudan Cumhurbaşkanı Abdulfettah El-Burhan'ın oğlu hayatını kaybetti. Muhammed Abdulfettah El-Burhan Rahman, 8 Mart'tan bu yana Türkiye'de tedavi görüyordu.
Geçtiğimiz günlerde vefat eden Muhammed Abdulfettah'ın cenaze töreni babasının da katılımıyla Türkiye'de yapıldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından karşılanan Sudan Cumhurbaşkanı, Türk yetkililerle birlikte oğlunun mezarına toprak attı. Bu vesileyle ben de Cumhurbaşkanı El-Burhan'a başsağlığı dileklerimi iletmek isterim.
Ne var ki devlet başkanı bir babanın oğlunu gömecek, son kez emanet edecek kadar aidiyet hissettiği bir ülke olmamızın hikâyesini yeterince bildiğimizi sanmıyorum. Sanmıyorum; çünkü Sudan bizi yakından ilgilendiren bir ülke olmasına rağmen yıllardır süren iç çatışmaya dair ne olduğuna ilişkin medyamızda neredeyse tek kelam bile edilmiyor. Bu cenaze vesilesiyle, Sudan'da neler yaşandığına, Türkiye-Sudan ilişkilerine yakından bakalım isterim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2017 yılında Sudan'a yaptığı tarihi ziyarette yapılan anlaşmalar, Türkiye'deki kimi çevreler tarafından itibarsızlaştırılmaya çalışılsa da uluslararası arenada büyük gündem olmuştu. Türkiye, Sudan'dan stratejik öneme sahip Sevakin Adasını kiralayarak Kızıldeniz'in en önemli bölgesinde birlikte varlık göstermesinin önünü açmıştı.
Türkiye, Afrika'nın diğer ülkeleriyle de kurduğu, "sömürüye değil ortaklığa dayanan" politikası sayesinde Sudan'da yolu gözlenen ülke haline gelmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Sudan Meclisi'nde ayakta karşılanması, Hartum Üniversitesi'nde rektörün bugün bile dinlendiğinde tüyleri diken diken eden takdim konuşması, Türkiye'nin Sudan ve Afrika'da nasıl algılandığını ispatlamıştı.
Ancak, Afrika'nın en önemli ülkelerinden biri olan Sudan, Türkiye'nin çabalarına rağmen bir türlü hak ettiği huzur ve istikrara kavuşmadı. Hatasıyla sevabıyla ülkesini ayakta tutmaya çalışan Ömer El Beşir'in devrilmesinin ardından yaşanan olaylar sonrası kontrolü ele alan Sudan Egemenlik Konseyi, 16 Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) başlattığı isyana müdahale etmek zorunda kaldı. O günden bu yana Sudan'da her gün yüzlerce insan hayatını kaybediyor. İç savaşı başlatan HDK güçlerinin arkasındaki Batılı güçler nedeniyle yaşanan insanlık dramı, uluslararası ajanslarda en fazla tek satır haber olarak geçiyor.
Ancak 16 Nisan 2023'te başlayan bu iç savaş sonrası 6 milyon insanın evinden olduğunu, 2 milyon insanın komşu ülkelere göçmek zorunda kaldığını, en az 15 bin kişinin kaybettiğini, her gün en az 20 çatışmanın yaşandığını düşündüğümüzde yaşanan dramın büyüklüğünü anlayabiliriz.
Türkiye, Sudan'da mevcut yönetimle kurduğu temasla iki ülke arasındaki ilişkinin uzun soluklu olduğunu ispatlamış durumda. Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı'nın, oğlunun yaşadığı kaza ve sonrasındaki vefatında ülkemize yönelik menfi bir açıklaması olmaması ve evladının cenazesini Türkiye'de defnetmesi ülkemize duyduğu güveni gösteriyor.
Sudan, diğer Afrika ülkeleri gibi huzuru, zenginliklerinden istifade etmeyi ve Türkiye gibi adil ortaklarla çalışmayı hak ediyor. Türkiye'nin Afrika'da başlattığı açılım, içeride ve dışarıda yapılan engelleme çalışmalarına rağmen amacına ulaşacak.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Hilal Kaplan | Sudan'ı unutmayalım