Meral Akşener, üç günde nasıl "kumar masası" dediği bataklığa geri döndürüldüyse, Muharrem İnce de aynı kumpas odakları tarafından adaylıktan geri adım attırıldı.
Deniz Baykal'a kaset operasyonuyla başa gelen Kılıçdaroğlu, geleneği bozmadı. Çekilmesi için en çok baskı yaptığı rakibi İnce, "tesadüfe bakın" ki yine bir kaset operasyonuyla adaylıktan el çektirildi.
"Seçimi kaybettikleri gün tüm suçu bize atacaklar, bahaneleri kalmasın istiyorum" diyen İnce, aslında hangi adayın desteklenmesini istediğini de işaret etti.
Kılıçdaroğlu ise "Katil, cinayet mahalline mutlaka döner" sözünü hatırlatırcasına İnce'yi ittifaklarına davet edip "barış teklifi" yaptı. Aynı anlarda tweet atan operasyoncu hesapsa, "Videolarımı siliyorum, İnce Başkan'a hayatında başarılar diliyorum" deyip misyonunu yerine getirdiğini duyurdu.
Seçime iki gün kala gerçekleşen bu operasyon, sadece Erdoğan'ın ne kadar güçlü bir lider olduğunu kanıtlamadı. Aynı zamanda bu operasyon çocuklarına karşı dik durabilen TEK lider olduğunu da kayda geçirdi.
Yirmi yıldır merhum anne babasına, eşine, çocuklarına, yeni doğan torununa, yediğine içtiğine, aldığı nefese, yanında olan bir yana yakınında uçan kuşa kadar atmadıkları iftira, etmedikleri hakaret kalmadı. Hatırlamak bile istemediğimiz iğrenç yalanlara maruz kaldı. Ses kaydı dediler, kaset dediler, "Turpun büyüğü heybede" dediler; ellerindeki tüm iftira cephanesini on yıllardır üzerine boca ettiler. Ailesiyle birlikte öldürmeye bile yeltendiler. Ama sonunda kaybeden yine hep onlar oldu. Çünkü karşılarında Erdoğan vardı.
Sevin sevmeyin; bu ülkede FETÖ'cülerin de, PKK'lıların da, onların işbirlikçilerinin de hakkından gelecek olan tek adam Erdoğan'dır. Son 45 günde yaşananların, hem Akşener'e hem İnce'ye geri adım attıran kumpasçıların bize gösterdiği hakikat budur.
Ana muhalefetin, birisi kendi evladı olan iki muhalif genel başkana reva gördüğüne bakın ve kararınızı ona göre verin. Ahlaksızların, kumpasçıların, şantajcıların hüküm sürdüğü bu çamurdan günleri unutmayın.
Sandığa giderken haysiyet cellatlarının hakkından gelecek olana, Türk siyasetindeki bu kara lekeyi temizleyebilecek olan tek adama hakkını vereceğiz. O da geçtiğimiz beş yılda inlerine girdiklerinin, önümüzdeki beş yılda kökünü kazırken keyifle izleyeceğiz.