Küreselcilerin borazanı The Economist, kapaktan duyurdu: "2023'ün en önemli seçimi: Türkiye ve demokrasinin geleceği."
Güzel, başka ne var kapakta: "Erdoğan gitmeli. Oy ver. Demokrasini kurtar." The Economist bununla da yetinmedi; kapağı sabit tweet yaptı; profil üst resmine de "Erdoğan gitmeli" sloganını yerleştirdi. Başka bir arzunuz?!
Ülkemin içişlerine kapaktan müdahale eden bu cüretsizler, utanmadan bir de ay yıldız kondurmuşlar kapağa; o ay yıldızın, bağımsızlığımızın yegâne sembolü olduğunu bilmeden.
Der Spiegel geri durur mu? Onlar da kapaktan çağrı yaptılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oturduğu koltuğun üst kısmında bulunan "hilal"i parçalanmış gösterip, "Yenilmez" manşetini de silinen bir yazı efektiyle verdiler. "Erdoğan kaybederse ne olur?" diye sordukları sürmanşetin cevabını da parçalanan hilal imgesiyle kendileri vermişti zaten.
Soruyorum size: Alman, İngiliz, Amerikan medyası bile bu kadar gemi azıya almışken, bizim ülkemizin geleceği üzerine söz söylememiz çok mu?
Ve soruyorum size: Alman'ı, İngiliz'i, Amerikalısı bile bu kadar açıktan ülkemizin Cumhurbaşkanı'na karşı iken, onun yanında durmak adına sandığa gitmekten çekinmek, kararsız takılmak, mührünü bu kansızlara karşı vurmaktan geri durup suya sabuna dokunmadan hareket etmek doğru mudur?
***
7-24...
Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ mitinglerini takip etme fırsatı buldum. Gittiğimiz her ildeki meydanları dolduran kalabalığın, 2018'deki genel seçim dönemine göre daha büyük olduğu bilgisi geldi. Hatta Tekirdağ Çerkezköy'de yapılan miting 75 bin kişiyi bile buldu.
Mitingdeki coşkudan ya da Erdoğan'ın sahneye hâkimiyeti ve hitabetinden bahsetmeyeceğim. Merak edenler bulup izleyebilir.
Daha şaşırtıcı olan, Erdoğan'ın bitmek bilmeyen enerjisiydi. Sabah, Cumhuriyet tarihinin en büyük öğretmen ataması olan 45 bin öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdi. Sonra İstanbul'dan yola çıktı. 13.00'te Kırklareli mitingine, 15.00'te Edirne mitingine, 18.00'de Tekirdağ mitingine katıldı. Biz o noktadan sonra ayrılıp evlerimize döndük. Ama Erdoğan, Ankara'ya döndü. Programı hâlen sürüyordu.
Gerçekten milletine âşık bir lider böyle olunuyor demek ki ve bu aşkın karşılıksız olmadığını 14 Mayıs'ta bir kez daha göreceğiz.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz