PKK, 13 silahsız ve savunmasız kardeşimizi katletti. Ancak buna rağmen CHP lideri de sözcüleri ve milletvekilleri de ağız birliği yapmış gibi PKK'yı anmadan, "terör örgütü" diyerek terörü kınadı. Mehmetçiğe "Sarayın askeri", polise "Saray'ın polisi", milletin seçtiği Başkan'a "sözde Cumhurbaşkanı", valiyekaymakama "militan" diyenler, iş PKK'ya gelince adını bile anamadı.
İYİ Parti ve Saadet liderleri adını koyarak "PKK" dedi. Öte yandan diğer HDP milletvekilleri genelde suskunluğa gömülürken, Hüda Kaya ve Ömer Faruk Gergerlioğlu devleti suçlayan ifadelerle PKK'nın silahsız insanlarımızı infazında bile devleti suçlayabildi. Yetmedi, PKK'nın kanalı ANF'den görüntüler paylaştı.
Muhalefet partilerine çağrımdır: HDP, PKK ile arasına mesafe koyamıyorsa; siz de artık HDP ile aranıza mesafe koyun! Silahsız 13 vatandaşımız başlarına sıkılarak kalleşçe katlediliyorsa ve bundan bir ay sonra hiçbir şey olmamış gibi Demirtaş'la kahvaltı muhabbetleri, PKK'ya fon aktaran HDP'li Belediye Başkanlarıyla halaya durmalar, Başak Demirtaş'la buluşmalar, Figen Yüksekdağ'ı partinizde ağırlamalar gibi atraksiyonlara tevessül edecekseniz de kendinize "AK Parti'ye muhalif" demeyin; zira muhalefet ettiğiniz bu milletin ta kendisidir. Bu olay bile bazı siyasîler ve partileri için dönüm noktası teşkil etmeyecekse, PKK ile birlikte kahrolsun siyasetiniz!
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Megri, megri...
Başladılar yine 8 yıl önceki çözüm süreci üzerinden bugünkü mücadeleyi karalamaya... Sadece 7 yıl içinde, 37 AK Partili yönetici veya üye, kimi zaman çoluk çocuğunun önünde kimi zaman bir ağaca bağlanıp işkence edilerek PKK tarafından öldürüldü. Bu parti terörle mücadele etmemiş olsaydı; bunca şehit verir miydi? Açın seçim haritasını bakın: Var mı HDP'nin karşısında varlık gösteren başka bir babayiğit?
AK Parti, sulh yolunu sizin gibi oy için değil, evlatlarımız için denedi. Neticede PKK köpekliğini yaptı; ABD ödülünü YPG ile verdi. Devlet de aslanlar gibi mücadele etti. Mesele budur.
Peki, siz bugün nerdesiniz?
Neden PKK yöneticileri, sizin belediye başkanlarınıza destek istiyor? Neden Akşener'e kahvaltıya gitmek isteyen Demirtaş, Erdoğan için "Asmayacağız, yargılayacağız" diyor? Neden sizin belediye başkanlarınız, PKK'ya fon sağlayan HDP'lilerle halaya duruyor? Neden "aşağıya bakmayacağız" yalanı için sıra sıra tivitler dizerken, işbirlikçi HDP'nin başkanlarına karşı susmayı bırakın, genel merkezlerinizde onları ağırlama sırasına giriyorsunuz? Neden "Demirtaş'ı serbest bırakın" sloganını ağlama duvarına çevirmek yerine "HDP kapatılsın" çağrısını dillendirmiyorsunuz?
Söz bitti. İcraat bekliyoruz: Hem devletimizden, hem de muhalefetten...