Bir ülkede aynı gün içinde 9'u orman, 6'sı kırsal yangın olmak kaydıyla toplamda 15 yangın çıkıyorsa, bunun organize bir terör eylemi olduğu açıktır.
Yangın terörünün en çok zarar verdiği ilimiz ise meteorolojik şartlardan ötürü hızla yayılan ve sekiz farklı yerde yangın çıkan Hatay oldu. Devlet Hatay'daki yangına 1 uçak, 5 helikopter, 188 arazöz, 25 iş makinesi ve 750 personel ile müdahale etti.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli yangınlarla alakalı dört şüphelinin göz altına alındığını ve soruşturmanın sürdüğünü ifade etti. Ancak kısa süre içinde PKK'lı yayın organlarının yangınları üstlenmesi olağan şüpheliyi doğruladı. Manşetten verilen haberde "Ateşin çocukları inisiyatifi: Hatay'daki kutsal ateşi selamlıyoruz" ifadeleri yer aldı.
PKK'lı teröristler, geçtiğimiz sene de 11 Temmuz- 24 Ağustos tarihleri arasında 14 yangın çıkartmış hem insan hayatını hiçe saydıklarını bir kez daha göstermiş hem de yaban hayatına ve ormanlarımıza telafisi zor zararlar vermişti. Anlayacağınız kalekollar, İHA ve SİHA'lar sayesinde Mehmetçiğe eskisi gibi rahatça sıkamayan şerefsizlerin gücü ormanlarımıza yetiyor.
Cumhuriyet gazetesinin Kandil'e gidip röportajlar yayınladığı haberindeki PKK'lıların yere izmarit bile atmadığını, ne de ekolojik pek bir çevreci oldukları güzellemelerini hatırlarsınız. İşte aynı Cumhuriyet ve o ekolden Birgün gibi aklınıza gelen yayın organları da dün önce PKK'nın çevredeki yangına karşılık sessizliklerini korudular.
Ardından HDP Ekoloji diye bir hesabın iddiasını haber diye verip "Hatay'da yerleşim yerlerini etkileyen yangının bulunduğu bölgede maden projesi yapılacağı ortaya çıktı!" diye başlık attılar. Hatay'ın yanmayan yeri kalmamış, Kahramanmaraş'ta dört yerde yangın çıkmış ama yangını devlet çıkartmış algısı kasmaya çalıştılar. Yakan PKK, "devlet yaptı" diyen HDP ve bunu haber diye veren Cumhuriyet ile Birgün. Demirin tuncuna, insanın ...una kalmışız gerçekten!
Bir yanda kül olarak can vermiş tavşanların kaplumbağaların, alevler içindeki cânım ağaçların fotoğraflarına bakıyorum, diğer yanda sözde meslektaşım olan zavallıların teröristlere kol kanat gerip ertesi gün yine "en çevreci biziz" pozları keseceğini düşünüyorum. PKK insanlarımızı öldürdüğünde dahi katilin adını anmayanların, ağaçları umursamasını beklemek nafile. Zira onlar için "mesele ağaç değil"; hiçbir zaman da olmadı. Gayet iyi anladık...