Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

Tabipler Birliği meselesi

Sene 2015. Bir haber başlığı: "PKK'lıların öldürdüğü doktor, sessizce toprağa verildi."
Hendek terörünün devam ettiği günlerde, PKK'lı teröristler Diyarbakır'da Kulp-Lice arasındaki yolu kesmişler ve aracındaki Doktor Abdullah Biroğul'u insafsızca katletmişlerdi. Kulp Toplum Sağlığı Merkezi'nde çalışan 26 yaşındaki bu gencecik doktorun arabası taranarak hunharca öldürülmesi toplumun tüm kesimlerinden tepki toplamıştı. Tepkisini PKK'nın adını anmaktan imtina ederek, terör değil "şiddet ortamı" gibi dolambaçlı yollardan ifade eden tek kurum vardı: O da "Türk Tabipleri Birliği" idi. Kuruluş amacı itibariyle birinci görevi, doktorların hakkını savunmak olan birlik, bir doktorun yaşam hakkını savunmak yerine katilin ismini gizlemeye çalışmakla, ölümüne "şiddet ortamı" gibi bahaneler bulmakla meşgul olmuştu. Ailesi de Diyarbakır'da yaşayan merhum doktor, PKK'nın baskısı devam ettiği için işte sessiz sedasız toprağa verilmişti. TTB, teröre karşı aynı korumacı tavrı Şemdinli Devlet Hastanesi PKK tarafından bombalandığında ya da hizmet vermeye giden ambulanslar içindeki sağlık ekipleri ile birlikte hedef alındığında da göstermişti. Türkiye'nin pek çok ilinden, TTB'nin bu ahlâksız ve ikircikli tavrına tepkiler geldi. Örneğin Tıp Kurumu Genel Sekreteri Ali Rıza Üçer açıklamasında şöyle dedi: "PKK bir meslektaşımızı öldürüyor ve hekimlerin çatı örgütü, PKK'yı kınayamıyor! TTB Cumhuriyetimizin temel değerlerine ve ulusal bütünlüğümüze aykırı bir tutum içindedir. Hekimlerin büyük çoğunluğu Cumhuriyetin temel değerlerini savunur. Ama ne yazık ki TTB bu kitleye yabancılaşmıştır ve PKK'yı kınayamamaktadır." Ayrıca İzmir'den, Denizli'den, Kayseri'den doktor birlikleri de farklı dönemlerde TTB'nin terör sevici tavrına tepkisini gösterdi. Şimdi sorarım size: Özelde çalışan tüm doktorların yasal olarak aidat ödemek mecburiyetinde kaldığı bu kurumun sorgulanmasından daha doğal ne olabilir?


Seçtikleri yeni başkanın profili sebebiyle TTB yeniden gündemde. Yeni Başkan Şebnem Korur Fincancı'ya dair "Hekimiz Biz" grubunun yeni başkana tepki göstermek için yayınladığı bildiriye göre Korur, hendek terörü sırasında PKK'ya destek veren "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisine imza atmış, 'Öcalan'a Özgürlük Platformu'na üye, PKK'nın Özgür Gündem gazetesine destek için 'nöbetçi genel yayın yönetmeni' olmuş, üstelik FETÖ'nün de darbe girişimindeki rolüne ilişkin belge olmadığını savunmuş birisi...
Ne hikmetse TTB yönetiminin başkan seçme şartları arasında teröre sempati ilk sıralarda yer alıyor âdeta. Daha önce Suriye'nin kuzeyindeki askerî operasyonlarımıza verdikleri tepkiyle ve YPG'li Asya Abdullah'a "dostluk" ödülü vermesiyle de hatırladığımız maalesef her fırsatta PKK'yı koruyucu söylemler benimseyen TTB'nin ya kendini gözden geçirmesi ya da devletin en azından bu zorunlu aidat meselesini gözden geçirmesi şarttır. Böylesi terör yanlısı bir oluşumun, doktorlarımızın ezici çoğunluğunu temsil edemeyeceği açıktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA