ABD Başkanı Trump ve eşi Melania'ya Covid-19 tanısı konalı beş gün oldu. Ancak Trump, dün tedavi gördüğü Walter Reed Askerî Hastanesi'nden taburcu olup Beyaz Saray'a döndü bile.
Bu pek çok açıdan ilginç bir süreçti. Öncelikle Demokratlar'ın başkan adayı Biden ile canlı yayındaki tartışmasının hemen ertesinde Covid tanısı konduğu açıklanan Başkan, bir gün kadar ortada görünmedi. Ertesi gün ise tedavisinin başarılı gittiğini belirtip tıbbi ekibe teşekkür etti. Hastaneden çıkmadan önceki gün yayınladığı videoda ise "Covid neymiş anladım, çok iyi anladım" diye belirtti. Trump'ın, teşhis konduğundan beri daha önce olduğu gibi "Çin virüsü" demediğini de not düşelim.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz.
Bu arada olağanüstü kısa sürede taburcu olan Trump'a rutin tedavi yöntemleri dışında, klinik deneyleri yeni tamamlanmış ve çok az insan üzerinde uygulanmış remdesivir isimli bir ilacın verildiği belirtiliyor. Geniş spektrumlu bir antiviral olan remdesivir'in, Covid- 19'un yayılmasını engellediğini ve hızını durdurduğunu destekleyen bazı çalışmalar olsa da veriler henüz netleşmiş değil. Örneğin Türkiye gibi dünyanın çoğu ülkesinde ilaç protokolünde dahi yer almıyor.
Deksametazon isimli steroid, remdesivir ve rutin tedavi ile dört günde ayaklanan 74 yaşındaki Trump, tanı konmasının üzerinden sadece beş gün geçmişken, başkanlık helikopteri ile Beyaz Saray'ın bahçesine havalı bir iniş yaptı ve balkondan asker selamı eşliğinde gazetecilere poz verdi. Askerî hastaneden taburcu olan ve asker selamı veren Başkan'ın yayınladığı son 1.5 dakikalık videoda ise "Koronavirüsün size hükmetmesine izin vermeyin" cümlesini üç kez tekrarlaması dikkat çekiciydi. Bu hızlı C ovid deneyimi, Trump'ın politikalarına nasıl yansıyacak, göreceğiz.
***
Halk TV, Ermenistan halkını mı temsil ediyor?
Daha önce "Ülke batsın umurumda değil, yeter ki biri Erdoğan'ı durdursun" gibi derin entelektüel çıkarımlarda da bulunmuş olan Levent Gültekin, Halk TV'de katıldığı programda şöyle demiş: "Bir kere Azerbaycan devlet mi? Bir de bu var, bunu soralım. Azerbaycan bir aşiret. Demokrasisi yok. Hukuku yok."
Sanırım Erivan'da bile Azerbaycan hakkında bu kadar aşağılık sözler sarf edilmiyordur. Gültekin'in gözü nefretten dönmüş diyelim; bu ifadelerin sözde "Atatürk milliyetçisi" bir kanalda söylenmiş ve yorumcuya ağzının payının verilmemiş olmasını nereye koyacağız? Gerçi kendi ülkesine düşman kesilenin, kardeş ülkemize düşman kesilmesine belki de şaşırmamak gerekir.