Türkiye'deki filyasyon, yani hasta izini sürme çalışmaları malumunuz hem Amerika'da hem de Batı ülkelerinin medyalarında övgüyle yer almıştı. "Covid dedektifleri" diye adlandırılan bu ekipler, bir hasta tespit edildiğinde onun evine, komşularına, iş yerine, velhasıl teması olduğu her yere gidip PCR testi yaparak olası bir halkayı tespit etmek için çaba sarf ediyorlardı. Bu uygulama, hiçbir Batı ülkesinde mevcut değil.
Türkiye'de yapılan rutin testlerin dünyanın büyük çoğunluğundan ayrıldığı bir diğer nokta ise askere gideceklere, cezaevlerindekilere, yurt dışından gelenlere, spor müsabakalarına dahil olan herkese ve organize sanayii bölgeleri veya Meclis gibi insan dolaşımının yoğun olduğu yerlerde düzenli tarama çalışmalarının yapılıyor olmasıdır. Türkiye'de günde 100 binin üzerinde test yapılmaktadır ve yeni hedef 200 bin teste ulaşmak olarak belirlenmiştir.
Bu filyasyon ve tarama çalışmaları sırasında asemptomatik, yani hiçbir hastalık belirtisi göstermeyenler ama testi pozitif çıkanlar 14 günlük karantina sürecine alınırlar ve ulusal risk haritasında işaretlenirler. Dolayısıyla HES sistemine işlenirler ve evden çıkmama veya aile üyeleriyle dahi temasta olmama kuralının ihlal edilmediği rutin olarak kontrol edilir.
Dün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın hasta sayıları içinde, asemptomatik vakaların yer almadığını söylemesinin sebebi de buydu. Nitekim kişi hasta değil, hiçbir tedavi görmüyor. Çevresinden soyutlanmış şekilde yaşıyor. Dolayısıyla hasta sayıları içinde yer almıyorlar.
Buradan kalkıp hasta sayılarının gizlendiğini söylemek büyük bir çarpıtmadır.
Avrupa'da semptom gösterenlere bile akciğerinde sorun yoksa test yapılmazken, Türkiye'de ise hastaların çevresine bile test yapılıyorken, bu kişiler içindeki asemptomatikler bir tablet bile alıp tedavi olmalarına gerek kalmayan kişilerken, Türkiye bunları neden hasta sayıları içinde göstersin?
Örneğin Fransa'da grip benzeri ama koronavirüsle de ortak belirtiler gösterip hastaneyi aradığınızda aldığınız cevap, "solunum sıkıntınız yoksa, hastaneye gelmeyin"dir. Türkiye'de ise şüphelenen herkesten hastaneye gelip ücretsiz test yaptırması isteniyor. Türk Tabipleri Birliği gibi odaklar ise asemptomatik taşıyıcıları diğer ülkelerden farklı olarak filyasyon ve tarama yaptığı için âdeta Türkiye'nin cezalandırılmasını istiyor.
Türkiye'de semptom gösteren ve hastaneye başvuranlar içinden pozitif çıkan, koronavirüs tedavisine başlanan herkes hasta olarak kabul edilip günlük tabloda açıklanıyor. Asemptomatik kişi ise hasta değildir. Tedaviye ihtiyacı yoktur. Sadece taşıyıcıdır ve önemli olan onları tespit edip izole etmektir. Türkiye de tam olarak bunu yapıyor.