Barolara, 1960 darbesinden sonra yapılan 61 Anayasası ile vesayetin taşıyıcı ayaklarından biri olma vazifesi veriliyor. Hatta iş öyle faşist bir noktaya geliyor ki, İstanbul Barosu, Adnan Menderes ve arkadaşlarını savunacak avukatları barodan atmakla tehdit edebiliyor. Keza 28 Şubat sürecinde de "Başörtülüler giremez" pankartlarını asan İstanbul Barosu hâlâ hafızalarımızda... Yıllarca başörtülü meslektaşlarını cadı avına tabi tutup, stajyer olarak bile kabul etmemeleri de...
Mevzunun ideolojik boyutu şu yüzden hayati öneme sahip. Barolar, üyelerinden aidat alıyor ve bunun karşılığında ise hem haklarını savunmak hem de onları temsil etmekle mükellef kılınıyorlar. Malum, "temsil" avukatlık mesleğinin özü olan kutsal bir görev.
Fakat gelin görün ki on yıllardır bu barolarda köşe başlarını tutmakta olanlar, bu temsilin gereğini yapmak bir yana, arzu ettikleri ideolojik görüşe göre açıklama yayınlayıp inisiyatif alabiliyorlar. Tüm bu baro tartışmasını gündeme getiren hadise olan Diyânet'in zina ve eşcinselliğin haram olduğunu belirttiği hutbesine verilen tepkileri hatırlayın. Örneğin on binlerce avukatı temsilen Ankara Barosu, Kur'an-ı Kerim'i "çağlar ötesinden gelen bir ses" diye aşağılayabildi. Sorarım size, Ankara Barosu'na üye avukatların hepsi bu görüşte midir? Hayır. İslâm'ın eşcinseliğe bakışı, Ankara avukatlarının meslek hayatını etkileyecek bir öneme mi sahiptir? Hayır. Ancak hiçbir itirazla karşılaşmayacağına inandıkları için olsa gerek, barolar sıklıkla temsil kabiliyetlerinin sınırlarını çiğneyip geçiyorlar.
En son sadece avukatlık mesleğinin gereğini yaparak, müvekkili İletişim Başkanı Fahrettin Altun adına Canan Kaftancıoğlu hakkında suç duyurusunda bulunan avukatın başına gelenleri gördük. Kaftancıoğlu, İstanbul Barosu'na avukatı şikayet etti. Baro da tıpış tıpış avukattan savunma istedi. Meslektaşını korumak yerine, ideolojik 'yoldaş'ını korudu.
AK Parti'nin teklifine göre 5.000'den fazla avukat olan bir şehirde, 2.000 kişinin baro kurması mümkün olabilecek. Yerleşik baroları ortadan kaldıran bir durum da söz konusu değil. Avukatlık mesleğini icra edenlerin temsilini daha çoğulcu ve adil biçimde yansıtacak bir teklif söz konusu. Ama muhalefet ilk dakikadan 'istemezük' demeye başladı bile. Buna rağmen AK Parti, tüm muhalefet partilerini ziyaret etti ve üç farklı formül sundu. Yasa teklifi, Meclis'e sunulduğunda son halini göreceğiz.
Yeni baro düzenlemesini destekliyor ve artırıyorum: Benzer düzenlemelerin, Tabipler Odası ve Mimarlar Odası gibi ideolojik sekteryen diğer yapılanmalar için de getirilmesini talep ediyorum.