Geçtiğimiz hafta Fransız fırkateyni, Türk savaş gemilerinin korumasında Akdeniz'de seyreden bir gemiye araştırma yapmak amacıyla çıkmak istediler. Fransızlar önce uyarıldı. Söz konusu geminin Türkiye Cumhuriyeti Devleti korumasında olduğu bildirildi. Fransızlar vazgeçmeyince, Türk savaş gemileri Fransız fırkateynine üç kez radar kilidi attı. Yani "daha ileri giderseniz, vuracağız" mesajı verildi.
Fransız Cumhurbaşkanı Macron'u kudurtan da bu oldu. Akdeniz'de eskisi gibi at koşturdukları günler bitti. Afrika'daki rant kapıları da Türkiye nüfuzu altına giriyor. Macron ağlamasın da kim ağlasın?
Macron efendi şöyle buyurmuş: "Türkiye, Libya açıklarında yedi gemi konuşlandırdı ve silah ambargosunu ihlal ediyor. Türkiye'nin Libya'ya müdahalesi kabul edilemez, hoş görülemez. Bu konuda NATO'da görüşmeler yapacağız."
Fransız Le Figaro ile Le Monde gazetelerinden alınan şu cümleler aslında Fransa'nın karın ağrısını daha net özetliyor:
"Libya'nın sultanı Erdoğan oldu. Hafter, bu zamana dek kazandığı tüm toprakları kaybetti. Erdoğan, durumu tersine çevirip, kendini bu devletin geleceğine karar verecek konuma getirdi. Darbeci Hafter, işgal ettiği tüm toprakları kaybetti. Türkiye ve Rusya, Libya'yı paylaştı. Bugün Avrupalılar, Ortadoğu'da yabancı iki yayılmacı gücün, Rusya ve Türkiye'nin gösterisini izliyor."
Fransa, asırlardır Afrika kıtasını sömürdü. Sömürgelerinden çekip giderken bile orada resmî ve eğitim dilinin Fransızca olmasını şart koştu, önceliğin hep Fransız şirketlerine verilmesine mecbur etti ve her sene sömürge vergisi adı altında sömürüsüne devam etti. Bugün de Libya, özellikle resmî rakamlara göre 3.000 Fransız askerinin konuşlandığı Sahel bölgesindeki beş ülke dahil bu sömürü sistemini devam ettirmesi için kritik önemde ve ellerinden kayıp gidiyor.
Şu an İtalyan Hükümeti'nde koalisyon ortağı olan 5 Yıldız Hareketi lideri bile "Bugün Fransa zengin ülkeler içinde ise, Afrika'yı sömürmeye devam ettiği içindir. Eğer Avrupa'ya gelmek için ülkelerini terk eden insanlar varsa bunun sorumlusu başta Fransa olmak üzere halen Afrika kıtasını sömürmeye devam eden Avrupa ülkeleridir" dememiş miydi?
Macron'un Libya'ya gayrimeşru müdahalesini belgeleyen iki olay olmuştu. Libya'da askerî bir helikopterin düşürülmesi sonucu 2016 yılında üç Fransız askeri ölmüştü. Temmuz 2019'da ise, Hafter'e bağlı güçlerin elinden alınan bir üste Fransız yapımı füzeler ele geçirilmişti. Yani Macron, okul hastane demeden bombalayan Hafter'in sadece siyasî değil, askerî destekçisiydi. Kaybetti.
Libya'da tarih yazıyoruz. IMF'nin ayağına giden CHP'li Faik Öztrak gibiler, Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması imzaladığımız Libya'ya Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın neden gittiğini merak edeceğine, biraz da Macron ve avaneleri neden Türkiye'ye saldırıyor, ona baksın.