"AK Parti sıkışmış, Ayasofya kartını açmış" diyorlar.
Bilakis, "sıkışmış" bir hükümet, Ayasofya'yı açmayı aklının ucundan dahi geçiremezdi. Geçirtmezler, yaptırımlara boğar, tehdit eder, sindirir ve pes ettirirlerdi. O yüzden bugüne değin doğru dürüst konuşulamadı bile.
AK Parti iktidarı, dünya sahnesinde Türkiye'nin yerini sağlamlaştırdığı ve elbette asırlık rüyamız olduğu için Ayasofya'yı tekrar esas kimliğine kavuşturmak istiyor. Biz Ayasofya'yla, Ayasofya cemaatiyle buluştuğu gün, gerçek anlamda özgür bir ülke olduğumuzun kanıtı olacak. Fethedilmiş İstanbul'un gözbebeği, elbet bir gün...

Hızlı "İslâmcı"nın Ayasofya rahatsızlığı
İstanbul'un Fethi'ni 600 yıldır sindirememiş Bizans torunlarının rahatsızlığını anlarım da bizim "hızlı İslâmcı" Ahmet Davutoğlu'na ne oldu da böyle rahatsız oldu anlayamadım. "Ortak sembollerimiz sıkıştığınızda kullanacağız bir kart değildir" buyurmuş. Hayırdır Ahmet Bey, siz kimlerle ortaksınız; kimin adına itiraz ediyorsunuz? Açıkça söyleyin biz de bilelim.

CHP'nin yolunu mu izleyelim?
Ayasofya, İstanbul'un Müslüman Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilmesinin nişanesidir. Ancak bir kâlemde müzeye çevrilmiştir. Yasal bir prosedür izlenmemiştir ki zaten yasal olarak hâlen Ebulfeth Sultan Mehmet Vakfı'na aittir.
Gelin görün ki CHP Sözcüsü Faik Öztrak'ı rahatsız eden bu değil de yasal yollara başvurulması ve kararın Danıştay'a bırakılmasıymış. Hatta Öztrak şöyle demiş: "Tek adamın kararnamesine bakar bu iş. Bunu daha fazla istismar etmeyin. Açacaksanız açın."
Acaba Öztrak bu sözlerle, 1934'te tek kararnameyle 500 yıllık caminin müzeye indirgenmesine sitem etmiş olabilir mi diye düşünmemek elde değil...