"Bugün, dünyanın her yerindeki siyahlar, beyazların ikiyüzlülüğünden bıkmış durumdalar. Ve eğer bir şeyler yapılmazsa, o zaman korkarım ırksal bir patlama olacaktır."
Hac Malik El Şahbaz (Malcolm X), bu sözleri en yakın dostlarından Ronald Stokes'un cami çıkışında Los Angeles polisi tarafından öldürülmesi üzerine söylemişti. İki yıl sonra bizzat kendisi bir suikastla şehit edildi.
Amerika Birleşik Devletleri, önce Kızılderililerin mal ve canları, namus ve ırzlarına kast edilerek kuruldu. Bunu 400 yıllık kölelik kurumu takip etti. Milyonlarca Afrikalı kadın, erkek ve çocuk evlerinden zorla kopartılarak kıtaya getirildi ve değer biçilen mallardan kadar bile önemsenmeden çalıştırıldı. Bugün Amerika'nın %1'i diye anılan gruba baktığınızda geçmişinde köle ticaretine bulaşmamış olan bulmak nerdeyse imkânsızdır.
Bugünlerde siyahların mahallerinde fakirlik, evsizlik ve suç oranları zirvedeyse, hapisteki siyahların sayısı beyazları beşe katlıyorsa sebebi biraz da 400 yıl önceye dayanır.
Avrupa ülkelerinin serveti için de aynısı söz konusudur. Britanya İmparatorluğu'ndan Belçika'ya, İspanya'dan Fransa'ya hepsindeki sermaye birikiminin başat sebebi, "keşfettikleri" ülkelerdeki kaynakları sömürmek ve nüfusu köleleştirmekten geçer.
Amerikan polisi, her sene silahsız onlarca siyahı öldürüp duruyordu. Üstelik bırakın kınamayı, uyarı cezası bile almadan kurtulmak sistemin kalıp uygulaması haline gelmişti. Artık değil.
Silahsız bir siyah olan George Floyd'un üç polis tarafından yere yatırıldıktan sonra, boğazına dizini dayayıp öldüren polis meslekten atıldı ve yargılanmayı bekliyor. Çünkü, tevafuka bakın ki Gezi olaylarından tam 7 sene sonra, 27 Mayıs'ta önce Floyd'un öldürüldüğü Minnesota, ardından birçok büyük Amerikan şehri, ardından Fransa ve İngiltere gibi ülkelere "siyah öfke" sıçradı.
Üç nokta...
Evet, bu gösteriler, Trump karşıtı hareketin güçlenmesi için küreselciler tarafından destekleniyor olabilir. Evet, aylardır sosyal mesafe diye halkı uyaran Batılı siyasiler ve hatta tıpçılar bu protestoları bu yüzden destekliyor olabilir. Ve evet, bana kalırsa bu protestolarda yer alan bazılarının yağmacılığı ve kundakçılığı güvenlikçi strateji izleyen tek lider olan Trump'ın seçimlerde elini de güçlendirebilir.
Ama bugün bunların hiçbirini anlatmak istemiyorum. Bugün, İngiltere'nin en büyük köle tüccarı Edward Colston'ın Bristol'daki heykelinin protestocular tarafından sökülüp, bir zamanlar köle gemilerinin yanaştığı söylenen limandan suya atılmasının bunu izleyen bir siyah gencin kalbinde oluşturduğu kıpırtıyı hayal etmeye sizi çağırmak istiyorum.
Bilmiyorum, belki de bir zamanlar sokakta ve okulda, hastanede ve havaalanında başörtüm yüzünden siyah muamelesi gören bir genç olduğum, o yaşlarda üniformalı görünce kalbimin nasıl daha hızlı attığını bugün bile hatırladığım için...
Köle sahibinin atalarına verdiği soyadını reddettiği için kendisine X diyen Malcolm'ın bir sözüyle bitirelim: Özgürlüğü sana vermezler. Adamsan gider ve alırsın...