Çince'de "kriz" sözcüğü birisi "tehlike", diğeri "fırsat" anlamına gelen iki karakterden oluşur. Bu, krizden azami fayda sağlamak için ortaya sürülmüş bir sözdür. Ancak kriz anları aynı zamanda, bir insanın ahlâklı olup olmadığını anlamak için de en iyi fırsattır. Ahlâk, kriz anlarında belli olur.
Elazığ depremi ile de böyle bir eşikten geçtik, geçiyoruz. 39 canımızı toprağa verdik, yüzlerce yaralımız var.
Deprem, insan olanın insanlığını, insan olmayanın ise ahlâksızlığını dışa vurdu. Görünüşte elindeki mallara zam yapan fırsatçı esnaf da insandır, tek gelir kapısı olan kamyonunu yardım ulaştırmak için kullanan kamyoncu da insandır.
Görünüşte başka yerlerden yıkım videolarını Elazığ imiş gibi sunarak panik yayan da insandır, ilk andan itibaren "Ben ne yapabilirim?" sorusuyla dertlenen de insandır.
Görünüşte, deprem olur olmaz deprem vergisi hesabıyla ortalığı ayağa kaldıran da insandır, 153 ülkeye Türkiye'nin "yumuşak gücünü" taşıyan Kızılay'a bağış yapıp duasını eksik etmeyen de insandır.
Görünüşte "Suriyeli muhacirleri Türk köylerine sokmayın!" diye höyküren de insandır; tırnaklarıyla toprağı kazıyıp Aydın ailesini enkazdan kurtaran Suriyeli Mahmut da insandır.
Ama görünüşte... Esasında kimin insanî niteliklere haiz olduğunu herkes bilir. Elazığ depremi de bu eşikten kimlerin geçip, kimlerin arkada kaldığını bize gösteren, ağır bir imtihan olmuştur.
Peki, devlet bu imtihandan geçebildi mi?
AFAD, depremin ardından çok kısa süre içerisinde toplamı 3 bin 733 kişiyi bulan eğitimli personeli ve 554 araç ile 152 TIR'dan oluşan yardım filosuyla sahadaydı. Bu hızlı müdahale sayesinde yaklaşık 50 kişi kurtarıldı.
10 bin 5 aile çadırı kuruldu. 3 bin 200 gıda kolisi dağıtıldı. AFAD üzerinden Elazığ ve Malatya Valiliği'ne 2'şer milyon TL acil yardım ödeneği aktarıldı. Süreç, yaralar sarılana dek devam edecek.
Yardım personelini ve malzemelerini ulaştırmak amacıyla TSK'ya ait 9 nakliye uçağı ile 10 görev icra edildi.
Bakanlıkların her biri kendi alanlarıyla alakalı açıklamalar yaptılar. Üç bakan olaydan saatler sonra ildeydi. Cumhurbaşkanımız ertesi gün başsağlığı sunmak üzere gitti.
Yurtlar, spor salonları, gençlik merkezleri, misafirhaneler, okullar, camiler, vb. tüm alanlarısıtılarak mağdur halka açıldı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Elazığ ve Malatya'yı vergi kanunları açısından mücbir sebep alanı ilan etti. Ticaret Bakanlığı, esnaf ve sanatkârın Halkbank üzerinden kullandığı kredilerin bir yıllık faizlerini karşıladı. Aile Bakanlığı, Elazığ ve Malatya'da SGK prim ödeme süresini 30 Nisan'a uzattı. Millî Eğitim Bakanı, beraberindeki psikolog ve rehber öğretmenlerle birlikte çocukların travmasını azaltabilmek için bölgeye gitti. THY, sabit ücretli ek seferler oluşturdu.
Ayrıca devlet, daha önce Bingöl, Van, Kütahya, Afyon depremlerinde olduğu gibi evi oturulamaz durumda olanların taşınma ve kira ödeneklerini karşılayacak.
Depremden sonra teyakkuza geçen halkımızın evini mağdurlara açma tekliflerinden arama kurtarma çalışmalarına gönüllü katılım sağlama çabalarına değin milletimizin yüce gönüllülüğü ise her türlü takdirin üzerinde...
Ölenlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifa diliyorum.