Kuzey Afrika ülkesi Libya'daki çatışmanın sonlandırılması amacıyla, Almanya'nın başkentinde bir araya gelinen zirveye 12 ülke ve dört uluslararası kurum katıldı. Sonuç, Türkiye'nin mesele üzerindeki yükselen aktörlüğü, on aydır yürüttüğü çatışma stratejisiyle aktörler arasına giren Hafter, Yunanistan'ın ciddiye bile alınmaması ve petrolün Avrupalı devletlerin üzerinde uzlaştığı tek sabite olduğu gerçeğiydi. Açalım...
Öncelikle eğer Türkiye, Libya'ya asker göndermemiş olsaydı, Almanya ve Rusya ile bu diplomasi masasının kurulmasına öncülük edecek kabiliyete ulaşamayacaktı. Şu anda Ulusal Mutabakat Hükümeti, Çin'e bile giderek müttefiklerini artırma çabasına girebiliyorsa, bu Türkiye'nin zaman kazanması ve Serrac hükümetine zaman kazandırması sayesinde gerçekleşmiş oldu.
İkincisi, Hafter, ilk kez ABD, Rusya, Fransa, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında denge kurmakta zorlandı. Rus paralı askerlerinin, Erdoğan-Putin ortak çağrısının ardından çekilmeye başlaması haberi, Hafter'in Rusya ziyareti ve BAE baskısıyla ateşkes çağrısına direnişi buna örnekti.
Yunanistan, Akdeniz ülkelerini yakından ilgilendiren bu konferansa davet bile edilmedi. Çipras hükümetinde Maliye Bakanlığı yapmış, Mera25 Partisi'nin Genel Başkanı Varufakis'in, mecliste hükümeti "Libya'da bir savaş ağasını (Hafter) destekleyerek yanlış tarafa oynadığı" eleştirisine katılanlar az değil.
Başkan Erdoğan da Berlin'e hareket etmeden, "Yunanistan, Almanya'ya davet edilmediği için ciddi bir rahatsızlık içerisinde. Libya ile yaptığımız anlaşma, Yunanistan'ı çıldırtmıştı... Hafter'i Yunanistan'a davet etti. Rövanşist anlayışla bu görüşmeleri yaptılar ama hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Miçotakis, oyunu yanlış oynuyor. Attığı adımlar doğru değil. Bu sürece yanlış başladı" diyerek Yunanistan'ı akl-ı selime davet etmişti.
Berlin'den çıkan sonuç bildirgesi ateşkese dair hiç ümit vermedi. Zira evsahibi Merkel hariç liderlerin hiçbirinin zirve sonrasında açıklama yapmaması, bir mutabakat olmadığının işaretiydi. Üzerinde ortaklaşılan tek nokta, ihtiyacının önemli kısmını Libya'dan sağlayan Fransa ve Almanya'nın öne çıkardığı petrol meselesiydi. Çünkü Hafter güçleri, Serrac Hükümeti üzerindeki baskıyı artırmak için petrol sahalarına saldırmaya başlamıştı. O yüzden zirveden çıkan en net karar tarafları petrol sahalarına saldırmaktan imtina etmeye çağırmayı içeren madde oldu.
Libya'nın geleceği için Berlin Konferansı'nın şu an için ateşekese yol açmayacağı Hafter'in saldırısını sürdürmesiyle netleşti. Ancak Türkiye'nin masada elini güçlendirdiği ve gelecek müzakereler için zemin kazandırdığı net.