Yerli otomobil, bu ülkenin 60 yıllık rüyasıydı ve gerçekleşmesine sadece iki yıl kaldı. Türkiye'nin global pazarlardaki prestijini artıracak olması, oluşturacağı devasa istihdam imkânları, dış ticaret açığının en büyük kalemlerinden birinin azalacak olması ve daha buraya sığmayacak bir sürü hayra vesile olacak.
Ne var ki mutsuzluğa şartlanmış, ne olursa olsun negatif kalmaya odaklanmış, muhalefet adı altında en büyük haksızlığı ülkesine yapan bir kesim var.
Tasarımın ve prototip üretiminin İtalya'da yapılmış olmasından hareketle sanki ortada kayda değer bir iş yokmuş gibi davranmaları şayet bir cehalet ürünü değilse, bayağı psikopatolojik bir vakıa.
Globalizme giriş dersi verircesine anlatmaya çalşıyoruz. "Tüm büyük markalar tasarımı isim yapmış şirketlere verir, prototipler seri üretim yapmayan özel fabrikalarda üretilir, seri üretim fabrikası ise Bursa'da olacak ve yaklaşık 5000 kişi burada istihdam edilecek, Avrupa'nın doğuştan elektrikli ilk SUV modeli de buna dahil olacak" falan diyoruz ama nafile... Görmek istemeyene gösteremez, uyuma numarası yapanı uyandıramazsınız.
Yabancı basında çıkan değerlendirmeler ise bizim 'yerli basın'dan daha hakkaniyetliydi. Tesla'ya meydan okuduğumuzdan bahsedenler, yerli otomobilin Türkiye'nin büyüyen ekonomisi sayesinde gerçekleşen bir hayal olduğunu yazanlar, önümüzdeki 15 yılda geri dönüşü 70 milyar dolara varan bir girişimin başladığını yazanlar... Volkswagen'in bile elektrikli otomobil üretimini iki sene erkene aldıran faktörlerin başında gelen bir başarıdan söz ediyoruz.
Çocuklarımızın "adamlar yapmış" demek yerine "biz yaptık" demeye alışacağı, öğrenilmiş çaresizliklerimizle yüzleşeceğimiz bir geleceğe adım atıyoruz. İçinizdeki müzmin muhalifi az bir salın ve gülümsemeyi deneyin. İyi seneler...