Peşinen söyleyeyim; iktidarın Kanal İstanbul gibi çığır açan ve dönüm noktası teşkil edecek derecede önemdeki bir projeyi hâlen derli toplu biçimde anlatamadığı kanaatindeyim.
Fakat öte yandan muhalefetten de sadece 'yaptırmayacağız' nidaları yükseliyor ve klasik taktiği uygulayarak yine mevzuyu salt rant meselesine indirgemeye çalışıyorlar.
Oysa ki Başkan Erdoğan, ülkesinin geleceğini dert edinmeyip sadece 2023 seçimlerini düşünen bir siyasî olsaydı, bu projeye hayatta onay vermezdi.
Zira yaratacağı istihdam haricinde somut karşılığını bundan en erken 5-6 yıl sonra göreceğimiz devasa bir iş bu. Ancak o karşılık, belki en az 100 yıl bu ülkeye katkı sağlamaya devam edecek. Ne var ki tam da bu sebeple, kısa vadeli ve fayda merkezli bakan siyasetçilerin muhalefet için üstüne atlayacakları da bir fırsat. Zira "istemezük" tavrıyla siyasi primi elde etmek daha kolay ve zahmetsiz... CHP'den iktidarın desteğiyle başarılan projelere verilen tepkileri hatırlayın. Tarihimizde ilk kez, uzun yıllar boyunca ambargoyla elde etmemiz engellenen silahlı insansız hava araçlarını (SİHA) yapmışız. SİHA'larla öldürülen PKK'lıların 'sivil piknikçiler' olduğu yalanı CHP'li yetkililerce dillendirilebildi. Öldürülenlerin yanlarındaki silahlarla fotoğrafları paylaşıldı ama bu yalan rüzgarına katılan kimse devletten özür dilemedi.
İlk kez yerli elektrikli traktör yaptık. CHP'liler lansmanda Başkan Erdoğan'ın giydiği galoşlardan başka bir şey konuşmadı.
Türk Deniz Kuvvetleri için bir ilk olan Yeni Tip Denizaltı Projesi'nin ilk denizaltısı Pirireis tanıtıldı. CHP'den tebrik duymak bir yana ne işe yarayacağını sorgulayanlar bile çıktı.
İlk yerli arabamızın prototipi tamalandı ve tanıtılmaya hazırken, CHP diğer dünya markaları gibi tasarımının başka şirkete yaptırılmasını ya da fabrikasının olmamasını diline doladı. Zaten prototip oluşturulduktan sonra fabrikası üretime geçecek ama gel de anlat...
Akla ister istemez CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın, Meclis çatısı altında yaptığı şu itiraf geliyor: "Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa, bizim bunu alkışlayacak halimiz yok."
Sosyal medyada, muhalefetin zamanında Boğaz Köprüsü yapımına getirdiği eleştiriler gözüme çarptı. Sizinle de paylaşmak istedim.
Mimarlar Odası: "Boğaziçi Köprüsü, Türkiye ve İstanbul'un başına gelen en büyük felakettir. Çevre yolu ve asma köprü, fantastik ve politik tasavvurlardır."
İlhan Selçuk: "Bu köprüyle ne biz övünebiliriz, ne çocuklarımız. Boğazın iki yakasında evleri olan zenginlere tüketim malları taşıyan kamyonlara yol açmak için çare Boğaz Köprüsü."
Prof. Gülten Kazgan: "Köprü yapacağımıza birkaç araba vapuru daha inşa edelim. Üretken olmayan yatırımlar, Türk ekonomisi için büyük sarsıntı teşkil edecektir."
Nasıl, tanıdık geldi mi?