İstanbul-İzmir otoyolu için "kullanılmaz" denmişti; bayram trafiğinde kuyruklar oluştu.
Çamlıca Camisi için "dolmaz" denmişti; cemaati sadece eksik olmamakla kalmıyor, aynı zamanda her giden gözleri ışıldayarak bahsediyor.
Şehir hastaneleri için "halkı hasta edecekler, dolmayacak" denmişti; şifa bulanlar devlete teşekkür ederek ayrılıyor.
Yıllarca ABD-İsrail'in ambargo uyguladığı Silahlı İnsansız Hava Aracı'nı (SİHA) üretip, Mehmetçiği riske atmadan teröristleri vuran sistem geliştirildi. CHP, vurulan teröristleri bile "piknikçi siviller" diye yutturmaya kalkmıştı.
En son tarımda devrim niteliğinde bir gelişme olan yerli elektrikli traktör halka tanıtıldığında ise sabah akşam galoş konuştular.
Üstelik bunu, taziye için cenazeevine giderken bile ayakkabılarını çıkarmayanlar yaptı.
Yeni havalimanına da "çok büyük" diye kulp takmışlardı ama bugüne değin iç hatlarda 5 milyon 679 bin 299, dış hatlarda 16 milyon 463 bin 751 yolcu ile büyük bir sefer yoğunluğu yaşandı.
Ankara-Sivas hızlı tren projesi için de malum "hizmet değil, göçü hızlandırır" diyen bir genel başkan olmuştu. Sivaslılara mı hakaret etti, diğer güzergâhlarında bilet bulunamayan hızlı treni mi yerdi, anlaşılamamıştı.
Hizmet deyince aklıma geldi;
Kılıçdaroğlu'nun butona basarak heykel açılışı yaptığı görüntüleri izlediniz mi? Butona basıyor ama o bile çalışmıyor ve heykelin üzerindeki örtüyü birisi indirirken eşzamanlı tekrar butona basmaya çalışıyor.
Çöpleri bile doğru dürüst toplayamayan, İzmir'i, Fethiye'yi, Bodrum'u denize kanalizasyon akıtarak kokutan, Antalya'da iş başına gelir gelmez ulaşıma zam yapan CHP belediyelerini de düşününce, o görüntüler daha da büyük bir resmin metaforu haline geliyor.
Şimdiye dek heykel yıkamak veya açmak ile eşcinsellerin gökkuşağı bayrağını dalgalandırmaktan öte büyük bir "hizmet"ine rastlamadığımız CHP, keşke AK Parti'nin hayata geçirdiği her projeye çamur atıp felaket senaryoları yazmaya harcadığı enerjiyi biraz da millete hizmet etmeye harcasa...