Online yayın platformlarının içeriğinin RTÜK tarafından denetlenmesine kapı aralayan yönetmelik değişikliği Cem Yılmaz tarafından, yarı çıplak halde sigara ve rakı içtiğini gösteren bir videoyla protesto edilmiş.
Aklıma daha sekiz ay önce, sinema kanun değişikliği için Külliye'nin kapılarında arkadaşlarıyla birlikte verdikleri 'direniş' geldi. Direniş lafın gelişi, Yılmaz Erdoğan ve Şahan Gökbakar'ın aralarında olduğu sinemacılar Başkan Erdoğan'la güle oynaya değişikliği ilan etmiş; Yılmaz da basın aracılığıyla desteğini açıklamıştı.
"Popcorn yasası" olarak adlandırılan değişiklik sayesinde, Yılmaz gibi yapımcıların gişeden daha fazla para kazanması için vatandaşa daha uygun fiyatla sinemaya gitme olanağı sağlayan öğrenci günleri, halk günleri ve ilk seans indirimleri kendilerinin iznine bağlandı.
Peki bu 'popcorn yasası'yla (5224/7) başka hangi kanun değişmişti? Doğru bildiniz; filmlerin dolaşım ve gösterimi devlet denetiminden geçmesi şartına bağlandı. Yani bugün online platformların denetimsizliği için soyunan Yılmaz, sekiz ay önce kendi filmleri dahil tüm filmlerin devlet denetimine bağlı kalmasını onaylayan yasaya çıt çıkarmamıştı. O yüzden bir de popcorn yerken görmek isteriz kendisini, mümkünse bir gömlek de giyerse fena olmaz.
Kurtla yiyip kazla ağlamak
Bu ikiyüzlüğün bir başka veçhesi de çevre konusunda pek 'hassas' olan muhalif siyasetçi veya sanatçıların, özel hayatlarında kendi rahatları için çevreyi katletmekte sıkıntı görmemelerinde yaşanıyor.
Örneğin Tarkan'ın Kaz Dağları'nda 2011 yılında devasa bir malikane yaptırdığı ve bu süreçte ağaç kıyımı yapıldığı söyleniyor. Ya da Cem Yılmaz'ın Bodrum'un Cennet Koyu'nun doğası katledilerek yapılan Mandarin sitesinde devasa bir yazlığı olduğu yazılıyor.
Keza Şahan Gökbakar'ın Beykoz Ormanları katledilerek inşa edilen Çubuklu Vadi Vilları'nda yaşadığı ifade ediliyor.
Ekrem İmamoğlu'nun babası Hasan Bey'in de Kaz Dağları'nda 60'ın üzerinde 128 dönüm arazisi ve 24 daireyi içeren toplam 150 milyon TL'lik varlığının mevcut olduğunu öğreniyoruz. Hasan Bey'in ayrıca Kaz Dağları'nın eteklerinde bulunan Kavurmacılar'ın da 'Hasan Ağa'sı olarak anıldığı belirtiliyor. Çünkü nerdeyse bölgenin tamamında arazi ve villa sahibiymiş kendisi. İnşaatçı Hasan Bey'in aldığı arsaları sırf ağaçları daha iyi korumak için aldığını sanmıyoruz herhalde.
Velhasıl çevre hassasiyeti sıfıra yakın bu çevrelerin riyakârlığı, söz konusu bölgeyi SİT alanı olmaktan çıkaran kararın Ak Parti kurulmadan önce alınmış olmasını da, arama ruhsatının altında CHP'nin milletvekili adaylarından birinin imzasının olmasını da, Kaz Dağları tabiatını katleden inşaat izinlerinin CHP belediyelerinden alınmış olmasını da gözardı almalarını gerektiriyor.
Kurtla yiyip, kuzuyla ağlaşmak mı deniyordu...