Üç yıl önce, darbeci askerlerce kaldığı konut basılan ve ailesiyle birlikte suikaste uğramaktan dakikalar kala kurtulan Cumhurbaşkanı, hapsedilen, hücresinde işkenceye uğrayan ve idam edilerek öldürülen Başbakan Menderes'in son durağı Yassıada'daydı.
Tarihimizdeki ilk darbenin 59. yıldönümünde, tarihimizde ilk kez askerî darbeyi püskürtmüş olan Başkan, Yassıada'daydı. Seçilmiş Başkan, mazlum Başbakan'a milletimizin dua ve selamlarını getirdi.
Adnan Menderes ve bakanlar dahil yaklaşık 600 Demokrat Partili, Menderes hükümetinin Yassıada'da inşa ettirdiği spor salonunda yargılanmıştı.
Menderes, Maliye ve Dışişleri bakanları Hasan Polatkan ile Fatin Rüştü Zorlu'nun idam kararları burada alındı. Menderes ve bakanlar, Demokrat Partili bürokratlar buralarda işkenceye uğradı. İdamına üç saat kala, Menderes'e, defalarca "İstirham ediyorum, yapmayın" demesine rağmen prostat muayenesi işkencesi burada yapıldı.
Yassıada, 2013'te Demokrasi ve Özgürlükler Adası ilan edildi. Yapımı yıl sonu bitecek proje kapsamında, kendine "Yüce Adalet Divanı" diyen aşağılık yargılamanın gerçekleştiği spor salonu ile adanın merkezinde bulunan şato ve altındaki zindanları kapsayan tarihi tüm yapılar muhafaza edilerek toplumsal hafızamıza kazandırıldı.
Projenin diğer durakları Demokrasi Feneri, Sonsuzluk İskelesi, Özgürlük Platformu, Demokrasi Şehitleri Anıtı ve 27 Mayıs canlandırma alanından oluşuyor.
27 Mayıs deyince, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay'ın oğlu Emre Oktay'ın önceki gün SABAH'ta çıkan röportajındaki şu satırlara dikkatinizi çekerim:
"Babasının Adnan Menderes ve Celal Bayar'a iftira atmadığı için Yassıada'da gördüğü işkenceler sonucu hayatını kaybettiğini belirten Oktay, şöyle devam etti: İstanbul Valisi Ethem Yetkiner'in bir anlatımı var: "Işıklı odada, gözlerim batıyor açamıyorum. Arada bir itip kakıyorlar, sorguluyorlar, yumruk iniyor diyor, fakat bir an gözüm alışır gibi oldu, karşıdakileri gördüm. Ömer Altay Egesel ve Orhan Birgit'i gördüm' diyor. Orhan Birgit, Halk Partisi Gençlik Kolları Başkanı. Daha sonra kendisine sormuşlar ama cevap vermemiş. Yani bu darbeyi Halk Partisi yapmıştır. Ama çok derinlerde ABD'nin onayı, teşviki var."
Bugünkü aktörler ve destekçileri farklı mı? 15 Temmuz darbe gecesi Brüksel'deki rahat otelinden darbeci "Yurtta Sulh Konseyi"ne selam çakarak tweet atan, "Evinizde kalın" çağrısı yapan CHP'nin İstanbul Belediye Başkan adayı farklı bir noktada mı? Ya da "Tankın üzerine ilk ben çıkarım" diye caka satan ama darbe gecesi ayağında terlik katledilen insanlarımızı televizyonda seyreden CHP Genel Başkanı?
Ah ne çok unutuyoruz, ne çabuk unutuyoruz. Ama seni unutmadı bu millet mazlum Başbakanım, unutmayacak!
En çok da son mektuptaki şu satırlar hatırlanacak: "Dirimden korkmayacaktınız. Ama şimdi milletle el ele vererek Adnan Menderes'in ölüsü ebediyete kadar sizi takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir."
Demokrasi adamız hayırlı olsun...