Nerdeyse yirmi yıldır Kadınlar Günü'nde Taksim'de yürüyüş yapılıyor. Ancak hiçbir zaman bugünkü kadar tartışma konusu olmamıştır sanırım. Bunun en büyük sebebi ise açılan pankartlardaki ahlâk yoksunluğu. Söz konusu kişiler zaten ahlâkı 'cinsiyetçi, gelenekçi, heteroseksist düzenin getirdiği normlar bütünü' olarak gördüklerinden, aslında böyle demek onlara hakaret değil, bir nevi taltif olsa gerek.
Pankartları görmeyenler varsa, sansürleyerek bir kaç örnek verelim:
"Kadının yoksa cebinde parası, .... kumbarası"
"Erilliğinize meme uçlarımızla başkaldırıyoruz"
"... şekil, önümden çekil"
Buna ek olarak, "Yılın en sürtüğü" yazan çerçeve içerisine geçip, fotoğraf çektirenler de olmuş.
Bu pankartlara getirilen eleştirilerden bazıları, söz konusu pankartı taşıyanların feminizme zarar verdiklerini ve hatta hakaret ettiklerini söylemiş. Aslında tam tersi.
Feminizmin yaygınlaşması ile birlikte, özellikle ikinci dalga feminizm akımı ve 'cinsel özgürlük' söylemi sayesinde, kadını heterokseksizme ve monogamiye yönelten değerlerin patriyarkanın bir ürünü olduğu, dolayısıyla kadının cinsel olarak ne kadar aktif ve ne kadar çok partnerle birlikte olursa o kadar özgürleşeceği bir tez olarak savunulmuş ve benimsenmiştir. Cinsel açıdan aç erkeklerin kadınlara kurduğu kötü bir komplo olsa ancak böyle dile getirilirdi sanırım ama tarihsel vakıa budur.
O yüzden kendisini 'sürtük' olarak adlandıran bu kişiler, feminizme hakaret etmek bir yana tam da onun dile getirmekte olduğu argümanları yaşatmaya çalışıyorlar. Feminizmin sadece kadın haklarını savunmaktan ibaret olduğu sananlara, 'hangi kadın ve hangi haklar?' sorusunu sormaya başladığınız andan itibaren kurulan ilüzyon dağılır. Hele hele pornografiye methiye düzen bazı feminist söylemler vardır ki bahsi diğer.
Kimileri de bu görüşlere sahip kişilerin ezan okunurken saygılı davranmamasına, ezan sesini ıslıkla bastırmaya çalışmalarına şaşırıyor. Esas bu kişiler ezana saygılı davranmış olsaydı, şaşırmak gerekirdi herhalde. 15 Temmuz'da salâ okuyan müezzinlere saldıranların kuzenleri oluyor kendileri nasılsa.
Fussilet Sûresi'nde, Mekkeli müşriklerin Kur'an ayetlerinin okunmasına karşı tavrı şöyle geçer: "Bu Kur'an'ı dinlemeyin. Baskın çıkmak için o okunurken yaygara koparın."
Hakikat karşısında yapabileceğiniz başka bir şey de yok zaten.