Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri mitinginde şöyle dedi:
"Oyumu Cumhurbaşkanı'na vereceğim ama parlamentoda Ak Parti'ye vermeyeceğim. Siz ne diyorsunuz? Bu oyunu bozmaya var mıyız? Bu oyunun kimlerin olduğunu anlıyorsunuz inşallah; bu münafıklar çetesini hep birlikte yere gömeceğiz."
Bunun üzerine muhalefet Cumhurbaşkanı'nın kendisine oy verip Ak Parti'ye oy vermeyecek herkesi hedef aldığını iddia etti. Akıl var, mantık var. MHP ile seçim ittifakı yapan bir siyasetçinin, parlamento seçiminde MHP'ye veya başka partiye oy verecek seçmene münafık demesi mümkün mü? Ancak manipülasyon yine sınır tanımadı ve Cumhurbaşkanı hedefe konuldu.
Hâlbuki Cumhurbaşkanı'nın kast ettiği aslında çoktan Ak Parti'yle de Erdoğan'la da bağını koparmış ama tamamen 'duygusal' sebeplerle öyle değilmiş gibi davranan ikiyüzlü muhterislereydi. Yani Salih Tuna'nın deyimiyle 'fırıldak AKP'lilere... Referandum sürecinde Hayırcı tarafta yer alsa da bunu açıktan belli etmeyen, ekranlarda birkaç kez daha fazla görünmek, birkaç ihale daha koparmak, birkaç menfaat ortaklığını kaybetmemek için açıktan Erdoğan karşıtı blokta yer aldığını ilan edemeyen birkaç kuruşluk adamlara yani.
Artık Ak Parti'den nemalanamayacağını fark eden riyakârlara işaret eden Erdoğan, aslında bu değişimin uyarısını geçen sene daha nazik bir dille yapmıştı. Temmuzdaki bir grup toplantısında Ak Parti'nin kendisini yenilemesinin şart olduğundan bahsederek şöyle demişti:
"Fakat burada bir şeyi ifade etmem gerekiyor. Önce şu hareketin, kendi içinde birbiriyle dayanışma içinde olması gerekir. Bize ne oluyor ki kendi içimizde birbirimize karşı çalım atıyoruz? Bize ne oluyor ki birbirimize karşı farklı nazarlarla bakıyoruz?"
İşte şimdi o farklı nazarlarla bakıp, arkadan iş çeviren, Erdoğan'ı desteklermiş gibi görünüp aslında Ak Parti'nin altını oymaya kalkan riyakârlar korosu miadını dolduruyor.
Münâfıklar üstüne alınabilir.