Andrew Feinberg, Sputnik'in Amerika ofisi için dört ay çalışmış ve sonunda istifa etmiş Amerikalı bir gazeteciydi. Geçtiğimiz günlerde FBI tarafından sorguya çekildi. Sebebi, "Rus propaganda makinesi"nin içinde yer almasıydı.
Feinberg ve RT America için çalışan Elizabeth Wahl gibi Amerikalı gazeteciler, şimdilerde kendilerini 'temize çıkarmak' için arka arkaya "Putin'in maşasıydım, Rus propagandası için çalıştım" diye günah çıkarma seansları yapıyorlar.
Malumunuz Amerikalılar, Rusların Trump'ın seçim zaferine karıştığına ikna olmuş durumdalar. Bunun tam olarak nasıl ve hangi yolla yapıldığını kanıtlayamamış olsalar da, Rusların yaptığını söyledikleri yalan haberlerin, internet trollerinin yazdıklarının ve verdikleri reklamların seçmen davranışını yönlendirmesini gerekçe gösteriyorlar.
Adalet Bakanlığı, mayısta, seçimlere "Rus müdahalesi"ni araştırması için eski FBI Başkanı Robert Mueller'i görevlendirmişti.
Mueller, çalıştıkları alanın "Rusya'nın örtük istihbarat operasyonları, maaşlı trolleri ve Rus devletine bağlı medya organları" olduğunu söylüyor.
Adalet Bakanlığı en son Facebook'tan, seçim dönemi Rus kaynaklı Facebook'a verilen reklamların dökümünü istedi.
Bunun için bir arama kararı bile çıkartıldı zira Facebook, karar olmadan bilgi veremeyeceğini söylemişti. Facebook, Haziran 2015 ile Mayıs 2017 arasında, bir Rus 'trol çiftliği'nin ve ABD iç politikasını şekillendirmeyi hedefleyen 100.000'i aşkın reklam aldıklarını kabul etti. Bununla birlikte, başka Rus kaynaklı reklam alımları da olabileceğini ve araştırmaya devam ettiklerini, yetkililerle işbirliği içinde olduklarını ilan etti.
Tüm bunları okuyunca, hükümet yetkililerinin ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın yapması gereken ne kadar çok iş olduğunu ama daha yolun çok başında olduğumuzu hissettim. Yine de en azından devletimizin Twitter'a ofis açması, Türk mahkemeleriyle işbirliği yapması ve vergi vermesi için baskı yaptığı sırada, iki üyesi FETÖ'cü çıkan Anayasa Mahkemesi'nin Başkanı Haşim Kılıç'ın Twitter'a açık çek verdiği ikircikli dönemde değiliz.
O yüzden özellikle genç ve kararsız seçmenleri etkilemeye yönelik, belli isimleri karalayan belli isimleri parlatan çalışmaların hangi dış ülkelerden kaynaklandığının ve finansmanının nerden sağlandığının şimdiden belirlenmesinde fayda var.
Gerçi sosyal medyayı hâlen önemsenmeyecek bir zemin olarak görenlerin sayısı da az değil. Belki ABD'deki "Rus çılgınlığı" gözlerini açmaya yarayabilir.