Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

Ne dedilerse yaptılar

2010 yılını hatırlıyorum şimdi.
"Fatih Camii bombalanacak" manşeti beliriyor en çok zihnimde.
Darbecilerin Fatih Camii'ne bomba yerleştirip, cuma vakti patlatacağının 'Balyoz' darbe planının sac ayaklarından biri olduğunu anlatan o manşet ve haber.
Daha doğrusu, ordu yapısının üzerinden tankla geçen, yüzlerce askerin hayatını kaydıran davaların en büyük 'meşrulaştırıcısı' olan Taraf gazetesinin en sansasyonel haberi...
Başka detaylar vardı.
İnsanlara ateş açılacaktı, suikastlar yapılacaktı, darbe karşıtları statlarda toplanacaktı...
Orduya kendi adamlarını yerleştirmek için askerleri tasfiye ettikleri davalara önayak olmak için yaptırdıkları bu 'haber'lerin, aslında gücü elde tutmak için yapabilecekleri her şeyi anlatan hayalleri olduğunu nasıl da görememiştik...
İnsanlara ateş açtılar, Cumhurbaşkanı'na suikasta yeltendiler, Millet Camii'ni, Meclis'i, Özel Harekât'ı bombaladılar, Beşiktaş'ın stadına muhalifleri doldurmak için el koydular...
Gerçi geçmiş darbe tecrübelerinden, 2007'de verilen e-muhtıradan, Cumhuriyet mitingleri ve Ak Parti'yi kapatma davasından sonra ulusalcıların darbe yapacağı tezine inanmak için büyük bir motivasyon da gerekmiyordu...
Evet, Ak Parti özeleştirisini yapsın ama Ak Parti'ye ve ordu başta olmak üzere kamusal alandan dışlamak istedikleri dindar kitlelere Gülenciler nasıl 'ehveni şer' göründü; bu hususta da ulusalcılar özeleştirisini yapsın. Denize düşünce yılana sarıldığını fark etmeyen milyonlar, FETÖ'nün ne olduğunu 17-25 Aralık'ta anladığında, bu sefer FETÖ'nün kayıtlarını Meclis çatısı altında oynatarak siyaset yapan CHP de özeleştirisini yapsın.
FETÖ'yü en yakından tanıyan siyasî liderlerden birisi de şüphesiz Devlet Bahçeli.
Kendisinin, Mart 2011'de, "Bazı dava süreçleri kapsamında Fetullah Gülen cemaati etrafındaki tartışmalar" başlığıyla yaptığı açıklama ve o açıklamada geçen "Cemaatin faaliyetlerini durdurduğunu veya askıya aldığını açıklamasının yerinde ve yararlı olacağını" ifadesi, gündeme bomba gibi düşmüştü. Aradan bir hafta geçti ve tam da FETÖ'den beklendiği üzere MHP'ye kaset operasyonu yapıldı.
MHP genel başkan yardımcılarının 10'u görevlerinden istifa etti, biri hariç hepsi milletvekili adaylığından çekildi. MHP, kalbinden operasyon yemişti.
CHP'nin tabanını biçmişlerdi, MHP'nin ise yönetimini biçtiler ve iki partiye de yerleştiler. Bahçeli, hiçbir zaman Kılıçdaroğlu gibi salt FETÖ argümanlarıyla konuşmadı belki ama 17-25 Aralık'ın bir FETÖ operasyonu olduğunu bilmesine rağmen, darbe silahının susturucusu yolsuzluk iddialarını hep dillendirdi.
Yine de hakkını asla yemek istemem, darbe gecesi, daha hiçbir şeyin gidişatı belli değilken, saat 20.55 civarında darbeye karşı olduklarını ve kaybedeceklerini ilan etmiştir. Gerçi Bahçeli, aynı açıklamada ülkücülere sokağa çıkıp darbeci askerle karşı karşıya gelmemelerini tavsiye de etmiştir ama Boğaziçi Köprüsü direnişinde ülkücü gençlerin korkusuzca, vatan uğruna darbecilere karşı durduğunun şahidiyim.
Bu pek çok yerde de böyle olmuş.
Gün, tüm vatanseverlerin, bu vatansızların püskürtülmesi için birleşmesi günüdür.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA