HDP lideri Demirtaş, Ankara Tren Garı saldırısının hemen sonrasında şöyle demişti: "AKP iktidarının eveleme geveleme şansı çoktan bitmiştir. Katilsiniz. Eliniz kanlıdır. Yüzünüzden ağzınızdan her yerinize kan sıçramıştır. Ve en büyük terör destekçisi olduğunuz ortaya çıkmıştır. Yurt içinde yurt dışında terör anlayışını halka dayatan zihniyet olduğunuz ortaya çıkmıştır (...) Alçakların önünde asla diz çökmeyeceğiz. Sizin gibi alçaklardan korkmayacak, onurlu direniş geleneğinden gelen halklar var karşınızda. Bu alçaklık karşısında vicdanı olanların kenetlenmesi gerekiyor. Bizim alçaklarla bir arada yaşama, dayanışma gibi isteğimiz yoktur. (...) Haysiyetini yitirmiş olanlarla birlikte yaşam da olmaz."
Saldırının ertesi gün, cansız bedenler adli tıpta beklerken, kürsüye çıkıp oy isterken de "Kasımda diktatör devirmek başkadır diyeceğiz, sandıkta HDP'ye oy vereceğiz" şeklinde seçim konuşması yapmıştı.
Ve sadece 10 gün sonra, Cumhuriyet'e verdiği röportajda aynı Demirtaş şöyle diyordu: "Eğer koalisyonda bize iş ve görev düşerse -ki biz buna açık olacağızoturup konuşacağız. AKP ile de CHP ile de koalisyona hazırız."
Ya Demirtaş yalancı ve Ak Parti katil, Erdoğan diktatör falan değil; ya da Demirtaş iktidar için 'katil'lerle, 'alçak'larla, 'haysiyetsiz'lerle uzlaşacak kadar onursuz... Bu 10 gün arayla yapılan iki açıklamadan çıkan başka bir sonuç yok.
Bu noktaya gelinmesinin tek sebebi Demirtaş'ın önderliğinde HDP'nin yürüttüğü gerilim siyasetidir.
Çözüm sürecini yürüttüğünüz parti size PKK'ya rağmen siyasal alanda yer açmışken, siz Ak Parti'yi terörist ilan ettiniz;
Öcalan'a 'bebek katili' söyleminin dışında bir mesaj verme imkânı sunmuşken siz Erdoğan'ı 'katil' ilan etmeye kalktınız;
PKK'nın açıkça sahiplendiği cinayetlerle başlattığı 'devrimci halk savaşı'nı, 'Saray'ın savaşı' diye Erdoğan'a yıkmaya kalktınız.
Çözüm sürecini akamete uğrattınız, arkasındaki halk desteğini Cihangir gülleriyle birlikte darmaduman ettiniz. Şimdi de kalkmış 'katil, terör destekçisi, diktatör' dediklerinizle koalisyon kurmaktan bahsediyorsunuz. Değer miydi bu noktaya getirmeye ülkeyi? U dönüşünün bu kadar hızlısını Türkiye siyaseti görmedi ama maalesef o dönüşün altında yüzlerce can yatıyor, yine...
7 Haziran öncesi 'PKK'ya silahı biz bıraktıracağız' sözünü vermiş olan Demirtaş'tan, koalisyon kurmayı düşündüğü partiyi yıkmak için savaş başlattığını ilan eden PKK'ya herhangi bir eleştiri duyacak mıyız, peki? Hiç sanmıyorum.
HDP lideri, 7 Haziran öncesi ve sonrasında koalisyon kurma çağrısı yaptıkları, hatta 'süreci birlikte yürütelim' davetini gönderdiği MHP ile de asla koalisyona girmeyeceklerini de söylemiş. Neden? Ak Parti, Kürtleri katleden IŞİD'e lojistik destek sağlayan terör yardakçısı bir partiyse, iddia ettiğiniz gibi seçmenlerini hedef alan terör saldırılarının sorumlusuysa, Ak Parti'yi, aynı PKK yöneticisi Cemil Bayık gibi 'Saray'ı yıkmaktan' dem vuran MHP'den ehven kılan nedir? Var mı bu sorulara cevabınız?
HDP'nin hatırlaması gereken en büyük gerçek, siyasî sorumluluğun sadece iktidar partilerine has bir özellik olmadığı sanırım.